3. Bölüm: "The Drugs"

3.4K 275 171
                                    



yn: hikayenin başındaki uyarıları düzenledim, lütfen onlara yeniden göz atın >:( 




"THE DRUGS"

"THE DRUGS"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



Okuldan atılmak insanların sandığından daha zordu. İnsaf ve vicdani değerler işin içine girince aksi olması gerekirken kurallar insanlara uyum sağlıyordu; üst düzeydekilerin gözlerini kapatıp kusurları görmezden gelmesi şaşırtıcı bir şey değildi. Lisede yaramaz öğrencilere yapılan tehditler asla gerçeğe hitap etmezdi, göz korkutmanın birinci kuralı gerçekçi olmayan bir tehdidi gerçekçi yapabilecek kadar iyi bir oyunculuğa sahip olmaktı.

Ama Jeon Jungkook şu ana kadar çoktan üç kere okuldan atılmış biriydi; artık hangi tehdidin gerçek olup olmadığını anlayabiliyordu. Bu yüzden Kim Seokjin, lanet olasıca Mimarlık profesörü, devamsızlıktan öğrencileri sınıfta bırakacağını söylediğinde gözlerinin ardındaki o anlayışı anlayabiliyordu –kuralları insanlara adapte edebilecek biriydi bu Profesör, her ne kadar katı ve despot görünse de.

Jungkook'un o herifin anlayışına ihtiyacı yoktu. Sınıfta kalması da zerre umurunda olmazdı eğer işin içinde mirası olmasaydı.

Jeon Jungkook, Büyük Jeon Şirketleri'nin en küçük varisi, milyon dolarlık mirasın hitabı elindeki son şansın bu herife bağlı olduğuna inanamıyordu. Bir kere liseden, iki kere üniversiteden atılmış ve bu yaramazlığının sonucu olarak aile büyükleri tarafından miras listesine iki koşul eklenmesine sebep olmuştu.

Jeon Jungkook bir üniversite diploması almazsa hiçbir şekilde mirastan hak talep edemezdi.

Jeon Jungkook, eğer şirkette çalışabilmek ve CEO pozisyonuna gelmek istiyorsa, bölüm ne olursa olsun üç yıl içerisinde bir diploma almalıydı –tercihen mühendislik veya işletme alanı.

Seoul'un en prestijli üniversitelerinden birinde işletme okumaya başlamış ama ikinci dönem tüm okula final sınavını sızdırınca insafsızca okuldan atılmıştı. Tüm ünü ve itibarı ona kapıları açmamıştı, soyadlarının görkemine rağmen işletme alanına veda etmişti.

Bazen tehditler boş olurdu, bazen ise derinden etkileyecek kadar gerçekçi. Büyük babası dekanın tarafında olup Jungkook'a acımayınca yapılacak bir şey kalmamıştı, okuldan atılmak onun cezasıydı.

İkincisi ise tamamen kendi hatası sayılmazdı; okulda kendini onun üstüne atıp sevişmek için yalvaran bir kız varken Jungkook neden hayır diyecekti ki? Hele de o kişi tüm okulun göz değdirdiği ama asla sahip olamadığı, öğrencilerin kalpli gözlerle baktığı son sınıf öğrencisi bir kızsa. Boş sınıflardan birine gittiklerinde yarım saat sonra orada İlahiyat derslerinin başlayacağını bilmiyorlardı –içeriye giren herkes için şaşırtıcı bir şeydi. Yüzlerindeki ifade Jungkook'un bir ay boyunca kahkahalarını süslemişti.

Mr. Jeon ⇸ JinkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin