Alışıyorduk herşeye.Bir insanoğlu olarak başarıyorduk bunu,geçmez dediğimiz şeylerin bile izi kalmıyordu bu fani bedende,zihinde...
Çok acılar çekmişlerdi beraber.Onlarca göreve çıkmışlar birbirlerine canlarını emanet etmişlerdi...Onlar sadece bir askeri tim değil kardeşde olmuşlardı.Ama tam 5 gün önce Celal'i şehitler mezarlığa gömmüştük.O acı feryatlar hâla kulağımdan gitmiyordu.Gitmesinde...
Çok zordu abimler için,kardeş dediği insanı şehit vermek mezarına toprak atmak.Acıtırdı...
Ama onlarda biliyorlardı şehadet öyle herkese nasip olmazdı.Ve biz tüm şehitlerimizle gurur duyuyorduk.
Bu vatan için canlarını öne koyan herkesle gurur duyuyordum ben.Biz bu vatan için sayılmayacak sayıda şehit vermiştik.Biz Türk Milletiydik,çok kan dökmeyi sevmesekte konu vatan olunca şah damarından keserdik insanı.
"Ne düşünüyorsun güzelim?"Elif'in seslenmesiyle bakışlarımı ona yönelttim.Tekli koltuğa oturmuş eli çenesinin altında benden cevap bekliyordu.
"Bilmiyorum şehitlerimiz aklıma geliyor."dedim.Karşıya bakan bedenimi ona çevirdiğimde gözlerindeki o merhamet duygusunu gördüm.O da benim gibi çok üzülüyordu.Kolay değildi...Sevdiğinin asker olması.
"Benimde."dedi ardından sözüne devam etti.
"Gurur duyuyorum ama bu vatan için mücadele eden herkesle."
Başımla onayladım.Öyle olmalıydı.Gurur duymalıydık,bizde savaşmayı bilmeliydik.Onlar bozkurtlardı biz ise dişi aslan.
Ardından Elif ayağa kalktı.
"Ben biraz mutfağı toparlayayım canım."
Başımla onayladım Elif'i o mutfağa doğru ilerlerken bende odama ilerledim.
Bugün hep beraber bizim evde toplanacaktık.
Şehitlerimizi toprağa verdikten sonra bunu yapan hainlere bedel ödetmemeye gitmişti bizim askerlerimiz,bugün dönüyorlardı.O gece bahçede Ilgaz'a sarıldıktan sonra bir daha konuşmamıştık.Nedense akşam onu göreceğim için sabırsızlanıyordum...
Tabi sabırsızlandığım tek şey bu değildi,bu gece gelen diğer notu söyleyecektim.Artık uzatmamım bir anlamı yoktu.
Üzerime değiştirmek için dolaba yöneldiğimde içerdeki çığlık sesiyle direk içeri koştum.
"Elif."
Mutfağa girdiğimde Elif yere çökmüş elinde havlu ile sol eline tampon yapıyordu.
"Noldu sana."
Bakışlarını kan olmuş havludan çekip bana yöneltti.
"Bi anda elimi kestim nasıl oldu a-anlamadım."
Ağlayarak konuştuğu için daha fazla beklemeden oturduğu yerden kaldırdım.Derin kestiği apaçık belli oluyordu çünkü mutfak halısı kandan nasibini almıştı.
Evde halledemeyeceğimiz bildiğimden aşağıdaki revire götürmek için ayakkabılarını giydirmeye çalıştım,fakat Elif ağlarken bu pek mümkün değildi.
"Kızım zırvalayıp durma giysene şunu."
"Bağırma bana ya zaten canım yanıyor."
Ayağa kalktıp 'beceriksizsin' bakışını atıp tekrar destek amaçlı onu tuttum.
"Lütfen ağlama artık Elif."
"Bilmiyorum Berru bu aralar duygularım karma karışık."
Gelmiştik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOMUTANIN IŞIĞI
Teen Fiction"Oradan kurtulacaksın biliyorsun değil mi?"Telsizin diğer ucundan gelen sesle birlikte son kalan gücümle ayağa kalktım.Başaracaktım. "Biliyorum tabiki karalara bağlamaya gerek yok." Kıkırdadığını işittim,tüm ekip beni arıyordu biliyordum.Pest etmeye...