Gözlerim gördüğü kişiyi teyit etmek amaçlı bir daha süzdü.Olamazdı.Böyle birşey imkansızdı.Dışarının soğukluğuyla bütünleşen vücudum şimdi bu olayın etkisiyle buz kesmişti. Geri dönmek istiyordum ama ne yazık ki kolumun tutulup hunharca içeri fırlatılmamdan sonra bu misafirliğin baya şiddetli geçeceğini anlamıştım.
"Beni gördüğüne şaşırdın mı sevdiceğim?"Sevdiceğim hem seni seviyorum hemde sevmeye devam edeceğim demekti.Sevdiğim bir kelimede olsa bunu Fuat'ın ağzından duymak iğrençti. Kendimi geriye çekip Fuat'ın bu konuyla ne alakası olabileceğini düşündüm.Beni tehdit eden,Ilgaz'ın söylemeleriyle bu çete yüzünden birsürü şehit vermiştik ve benim karşımda duruyordu.
"Gördüğüme sevinmedim.Şimdi burda neler oluyor bana derhal anlatmazsan kanının son damlasına kadar akıtırım." Arabanın markasını bilmesemde tam bir mafya arabasıydı.İçerisi genişti,dövüşmek için gayet bol alan vardı.Düştüğüm yerden kalktığımda onun pozisyonunda bir değişiklik yoktu. "Anlatacağım sevdiceğim gideceğimiz yeri beklemelisin." Olduğum yerden uzanıp suratına geçirdiğim yumrukla burnundan gelen sesle kırıldığını anladım. Ani bir haraketle kolumdan tutup tekrar fırlattığında sırıttım. "Canın mı yandı piç herif."Burnundaki kanı cebinden çıkarttığı peçeteyle silerken bana döndü . "Fazla ötme soluk borusu kesme gibi fantezilerim var." Tiksindiğimi belli edercesine gözlerimi üzerinde gezdirdim.
Anlamıyordum.Fuat işinde gücünde bir doktordu.Nasıl terörist olabilirdi.Üstüne üstlük bana aşkını itiraf etmişti.Düşünmeliydim...Burda sandığımzdan daha büyük birşey dönüyordu ve acilen çözülmesi gerekiyordu.Karşımda duran sıfatla ne yapacağıma dair bir fikrim yoktu.Tek temennim Ilgaz ve abime birşey olmamasıydı.
"Geldik in aşağıya." Kapı açılır açılımaz kendinden emin adımlarla arabadan indi.Bende ardından indiğimde depo gibi bir yere gelmiştik.Şaşırmadım.Sağıma baktığımda 7 solumda ise 4 kişi vardı.Tahmin ettiğiniz üzere hepsi silahlı ve cüssesi büyük adamlardı.Adam demek ne kadar doğru oluyordu bilemiyordum ama neyse...
Adımlarımı hızlandırıp piçe yaklaştığımda bana döndü.Depoya çoktan girmiştik.Sağ elini bi anda belime koyup çektiğinde,yüzüne tokat atıp kendimi geriye almaya çalıştım fakat kendini geriye çektiğinde belimdeki silahı almak için böyle birşey yaptığı anlamış olmalıydım. "Bağlayın şunu."
"Ne bağlanmasından bahsediyorsun,açıklama yapsana,kimsin sen ha söylesene." Bağırışlarım boş depoda yankılanırken bana gelen adamların birinin suratına kafa atıp diğerine yumruk attım ama arkamdan gelenler kollarımdan tutup sandalye oturttuklarında çırpınışlarım boşunaydı. Ellerimi ve ayaklarımı sıkı sıkı bağladıklarında ortaya bir küfür savurdum.
"Şimdi uslu bir kız ol ve dinle." Karşımda çektiği sandalyeye oturup ellerini başının altına koyup gözlerini benimkilere sabitledi. "Burda neden olduğunu merak ediyorsun değilmi sevdiceğim?"
"İşi sulandırma ve söyle, buradan üzerine atlamak benim için zor değil terörist." Gülümsediğinde,bugün daha ne kadar tiksineceğim diye düşünmeden edemedim.
Bir yandan bağlı olan ellerimi çözmeye
çalışıyordum ama arkadan bağlı olduğu için pek mümkün değildi.Oturduğu yerden kalkıp bi yanda saçımı tutmasıyla inlememi ağzımda tuttum.Acı çektiğimi göstermeyecektim. "Evet istersen konumuza gelelim." Saçımı avuçlarına dolayıp daha sıkı asıldığında göz göze geldik. "Evet bencede gelelim." Ellerini saçımdan çekip özgürlüğe ulaştırdığında başımdakı zonklama yerini almıştı.Deponun ucunda gidip eline aldığı kumanda gibi bir cisimle bana yaklaşıp,karşı tarafa tuttu.Açılan ekranla bakışlarım oraya kaydığında daha 16-17 yaşında bir kız resmi belirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOMUTANIN IŞIĞI
Fiksi Remaja"Oradan kurtulacaksın biliyorsun değil mi?"Telsizin diğer ucundan gelen sesle birlikte son kalan gücümle ayağa kalktım.Başaracaktım. "Biliyorum tabiki karalara bağlamaya gerek yok." Kıkırdadığını işittim,tüm ekip beni arıyordu biliyordum.Pest etmeye...