♥️—
"Şaka yapıyorsun!" dedim Jungkook'a doğru koşar adımlarla giderken. "Ama 2 gün sonra geleceğini söyledin!" Bedenlerimiz birbiriyle buluştuğunda, kollarımızı sıkıca birbirimizin etrafına sardık.
"Sürpriz yapmak istedim." Boynuma art arda öpücükler kondururken gözlerim çoktan dolmuştu. "Seni çok özledim." Sıcak nefesi tenimi okşarken, burnumu çektim. Ağlamak istemiyordum ama etrafımda olan sıcacık kollar ve özlediğim güzel yüzünü görmek beni duygusallaştırmıştı.
"Ben de seni çok özledim," diye mırıldanırken birkaç damla gözyaşım Jungkook'un boynuna damlamıştı.
"Güzelim," dedi benden biraz geri çekilip yüzümü ellerimin arasına alırken. "Yapma lütfen, ağlama." Parıldayan gözleriyle bana bakarken dudağıma ufak bir öpücük kondurup geri çekilmişti. "Hem bana bak bakayım," dediğinde benden uzaklaşıp, baştan aşağıya beni süzdükten sonra tekrar yüzüme odaklanmıştı. "Zayıflamışsın."
"İştahım pek yok," dedikten sonra ben de Jungkook'u baştan aşağıya süzdüm. "Yorgun görünüyorsun. Yarın bir programın var mı?" Olumsuzca başını sallarken gülümsedim.
"Pekala," dedim yanağından öpüp geri çekilerek. "Senin için güzel bir yemek hazırlayayım ve sen de o sırada dinlen tamam mı?" Jungkook'u koltuğa doğru çektim ve omuzlarına tutunduğumda onu aşağı doğru itmeme izin vermemişti.
"Eğer benim inatçı sevgilim kendi bildiğini okuyup Jimin ve Yoongi'yle vakit geçirmeyi reddetmeseydi çoktan yemek hazırlamıştım ve şu an yiyorduk." Gözleriyle mutfak tezgahını gösterdiğinde işinin yarım kalmış olduğunu fark ettim.
"Siz küçük şeytanların planını bozduğum için üzgün hissetmem gerekiyor mu?" Jungkook tekrar belime sarılırken beni hafifçe kaldırıp mutfağa doğru adımladı.
"Beraber hazırlayıp bir an önce yiyelim çünkü çok açım." Kollarını benden çektiğinde ben de tezgahtaki malzemelere göz gezdirirken boynumda hissettiğim dişlerle beraber gülmüştüm. Başımı Jungkook'a doğru eğerken o dişlerinin arasına aldığı ince deriyi yavaşça emip gerip çekilmişti.
Jungkook yapacağı yemeği söylediğinde onu onaylamıştım ve çoktan işe koyulmuştuk.
"Jungkook ekrana çok yakışıyorsun." Hafifçe Jungkook'a bakıp gözlerimi doğrama işime geri çevirdiğimde tatlıca gülümsediğini görmüştüm.
"Bundan sonrasında gideceğim her yere seni de götürmek istiyorum Bertha. Gittiğim şehirleri beraber keşfetmek ve katıldığım programlarda bana eşlik etmeni istiyorum."
Bunu ben de istiyordum ama onunla her yere gidemezdim. Gidipte ayak bağı olmaktan korkuyordum.
"Avukatın olacağım," diye mırıldanıp Jungkook'a döndüm. "Sana söylenen en ufak kötü kelimenin sahibini bulup süründüreceğim. Kıskanç insanların benim kusursuz Jungkook'um hakkında bir şey söylemesine izin veremem." Elimde hafifçe salladığım bıçağı Jungkook'un kocaman gülümsemesiyle beraber durdurmuştum. Bana bakarken gözlerinden geçen duyguların hepsi teker teker kalbime işlemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
🎆; dazzling
Fanfiction"Bertha," dedi nefesini dışarıya vererek. "Aklım fikrim sende, senin bana ne zaman geleceğin de, seni ne zaman göreceğim de, beni görür görmez ne diyeceğin de. Ama sen gözlerini ve kalbini bana o kadar kapatmıştın ki senin için son çırpınışımı görem...