♥️—
birkaç ay sonra
"Jungkook beni neden geçiştirdiğini anlayamıyorum." Gözlerimi televizyon ekranından ayırmadan mırıldandım.
"Bunu sana o gece anlattım." Jungkook bıkkınlıkla konuşarak bana döndüğünde ona bakmamıştım. Roy çoktan evine dönmüştü ve Luna'nın ailesi birkaç gün önce gelip onu alıp gitmişlerdi. Luna'nın ailesi, Jungkook ve benden özür dilerken, Luna hiçbir şey söylememişti.
"Anlatmadın," diye mırıldandım.
"Pekala," dedi kesik bir nefes alarak. "Ne bilmek istiyorsun?" Gözlerimi ekrandan ayırıp Jungkook'a baktım. Ardından bedenimi de ona doğru çevirdim.
"Bu saçmalıkla neden tek başına uğraştığını oldukça merak ediyorum. Bana söyleyebilirdin ve beraber halledebilirdik. Benim yüzümden rahatsız edilmen zaten beni kötü hissettirmişti."
"Bertha," dedi Jungkook derin bir nefes alırken. "Bu konu beni hiç ama hiç uğraştırmadı. Onlardan sadece şikayetçi oldum ve eğer sana kalsaydı sen hala daha onlara iyi niyetinle yaklaşıp, seni rahatsız etmelerine izin verecektin ve ben kız arkadaşımın etrafında hala daha eski erkek arkadaşının dolaşmasını sinirle izleyecektim."
"Pekala," dedim konuyu uzatmamak için ama zaten ortada uzatabileceğim bir konu da yoktu. "Sadece meraklı bir kız arkadaşa sahipsin."
"Ah bilmez miyim? Lütfen bu konuyu burada kapatabilir miyiz?" Jungkook'u başımla onayladım ve ona doğru yaklaşıp dudağının kenarına ufak bir öpücük bıraktım.
"Sen de beni geçiştirip duruyorsun." Jungkook memnuniyetsizce mırıldanırken ona yakın durmaya devam ettim. "Neden ev arkadaşı olmak istemiyorsun? Boş bir odamız olduğunu biliyorsun ve Mina çoktan Chanyeol'le yaşamaya başladı." Mina'nın gidişine üzülsem de ona hiç belli etmemiştim. Mina'nın evden ayrılacağı düşüncesi bana çok ama çok uzaktı.
"İstemediğimden değil sadece kararsızlığımdan. Bebeğim ikimizin de ayrı yerlerde yaşıyor olması güzel. Evimden taşınmak istemiyorum. O küçük ve sıcak ortamı seviyorum."
"Tamam bu güzel bir açıklamaydı ama beni tatmin etmedi." Elimi saçlarının arkasına doğru götürdüm ve ensesindeki saçlarla oynamaya başladım.
"İstediğimiz zaman birbirimize gelip gidiyoruz ve neredeyse her gün beraberiz. Yani beraber yaşıyor bile sayılabiliriz." Jungkook başını hafifçe arkaya doğru atarken derin bir nefes almıştı.
"Hala tatmin olmadım." Başı geri de ve gözleri tavana dikiliyken, bana sergilediği güzel boynuna baktım. Dudaklarımı çenesine bastırıp geri çekilmeden önce boynuna uzun ve yavaş bir öpücük bırakmıştım. Jungkook bir kolunu belime sardı ve birkaç parmağını pantolonumun arka cebine sokuşturdu.
Dudaklarım kulağının altında oyalanırken, beni kendisine doğru çekmişti. Jungkook'un nefesi hızlandığında ve dudaklarını ıslattığında gülmüştüm. Ağzından ufak bir inilti döküldüğünde ondan biraz geri çekildim.
Jungkook memnuniyetsizce homurdanırken başımı olumsuzca salladım.
"Yoongi odasında." Boşta kalan elini baldırımın altına getirip beni kucağına çekerken, alt dudağını dişlerinin arasına almıştı.
"Kulaklığı takılıydı ve oyun oynamaya çalışıyordu." Beni kucağına oturttuktan sonra ellerini tişörtümün içerisine sokup bel oyuntuma yerleştirmişti. Bacaklarını hafifçe aralarken, kendimi ona doğru hafifçe bastırmıştım. Jungkook'un dudakları aralandığında güldüm. Bazen onunla bu şekil oynamak hoşuma gidiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
🎆; dazzling
Fanfiction"Bertha," dedi nefesini dışarıya vererek. "Aklım fikrim sende, senin bana ne zaman geleceğin de, seni ne zaman göreceğim de, beni görür görmez ne diyeceğin de. Ama sen gözlerini ve kalbini bana o kadar kapatmıştın ki senin için son çırpınışımı görem...