42

6.1K 498 323
                                    




seokjin: öğleden sonra 3'te ofisimde görüşürüz.

Mesajı okuduktan sonra telefonumu cebime sıkıştırdım ve Profesör Choi'nin odasının kapısını çalıp içeriye girdim. İçeride oğluyla beraber otururken onlara selam vermiştim.

"Müsait misiniz?" dedim merakla ve beni başıyla onayladığında onlara doğru birkaç adım attım.

"Gel kızım," dedi eliyle tekli koltuğu göstererek.

Koltuğa oturduktan sonra çantamı kucağıma koydum.

"Stajımla ilgili konuşacaktım." Başını sallayıp gözlüklerini çıkardığında oğluna döndü.

"Sonra devam ederiz." Bay Choi ilk önce babasına sonra da bana baktığında başıyla onayladı ve odadan çıktı.

"Bertha," dedi ellerini masada birleştirip gülümsedi. "Stajını benim büromda yapmak ister misin?"

"Gerçekten mi?" dedim heyecanlı çıkan sesimle. "Elbette çok isterim." Profesör Choi'nin bürosu en bilindik saygıdeğer ve popüler bir avukatlık bürosuydu.

"Evet," dedi o da heyecanıma karşılık gülerek cevap verirken. "Çok başarılısın ve sahte duruşmalarını heyecanla izliyorum. Sesin, yüz ifadelerin ve vurguların çok iyi. Yapmak istersen evraklarını hazırlamaya başlayabilirsin."

"Çok isterim," dedim ayaklanarak. "Hemen hazırlayacağım." Başını salladığında gözlüklerini taktı. "Çok teşekkür ederim."

"Evraklarını bana getir tamam mı?" Başımla onayladım ve olabildiğinde yere doğru eğildikten sonra odadan çıktım.

Gerekli olan evrakları hazırlamak ve gerekli yerlere imza attırmak yaklaşık yarım saatimi almıştı. Koşar adımlarla profesör Choi'nin odasının önüne geldiğimde kapıyı çalıp içeriye girdim.

"Evrakları getirdim," dedim elimdeki dosyayı ona doğru uzatarak.

"Gerisini ben hallederim." Dosyamı alıp masasına koyduğunda hafifçe başımı sallamıştım. "Birkaç gün içinde tekrar iletişim kuralım."

"Tamam," dedim odadan çıkmadan önce.

Bir işi daha halletmenin verdiği rahatlıkla adımlarımı kafeteryaya yönlendirdim. Öğle yemeğini yemek için Jungkook beni bekliyordu.

"Bertha-ssi?" Derin bir nefes alıp arkamı dönmeden önce gözlerimi devirdim. Son birkaç gündür bu adamı etrafımda çok sık görmeye başlamıştım ve bu rahatsız ediciydi.

"Efendim Bay Choi?" dedim samimiyetsizce.

"Nasılsın?" dedi bana doğru gelerek.

"İyiyim," dedim tam karşımda durduğunda. "Ya siz?" dedim soğuk çıkan sesimle.

"Ben de iyiyim," dediğinde eliyle büyük kafeteryanın kapısını göstermişti. "Yürümeye devam et lütfen." Yanımdan yürüyeceğini anladığımda olabildiğince büyük adımlarla yürüyemeye çalışarak mesafemizi korumaya çalışmıştım ama başarısız olmuştum.

Yanımızdan geçen birkaç öğrenci bize bakarken onlarla selamlaşmıştı.

"Öğle yemeği mi yiyeceksin?" Başımla onaylarken sessiz kalmıştım. Kafeteryadan içeriye girdiğimizde tekrar konuştu. "Sana eşlik edebilir miyim?" Düz bakışlarımın yerini şaşkınlık alırken durdum ve Bay Choi'ye döndüm.

🎆; dazzlingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin