iyi okumalar,
🖤
—samuelkim: bu derse gelmezsen
samuelkim: devamsızlıktan kalıyorsun
samuelkim: belki gelmek istersin diye söylüyorum
samuelkim: yine de sen bilirsin
samuelkim: yoklama kağıdı dolaşmaya başladı bileTelefonumu notlarımla birlikte göğsüme bastırırken artık adımlamıyor, koşuyordum. Bu dersten kalırsam dönemim uzayacaktı ve bu annem açısından hiç hoş olmazdı.
"Siktir!" Köşeyi dönerken sert bir bedenle çarpışıp kendimi yere paspas olarak sereceğim hiç aklıma gelmezdi.
Yerler yeni silinmiş ve kaygan olmamış olsaydı, dengemi sağlayabilir, yeri öpmek yerine ayakta havalı bir şekilde durabilirdim. Notlarım ve telefonum farklı yerlere savrulurken, birkaç kıkırdama sesiyle gözlerimi kapatmıştım.
Tanrım rezil olmuştum!
"Yerin bu kadar rahat olabileceğini düşünmüyorum. Belki kalkmak istersin?" Telefonumu ve notlarımı bana uzatan kişiye başımı kaldırdım. Elinden eşyalarımı hızlıca çekip, bana uzattığı elini görmezden geldim.
Doğrulacağım sırada tekrar ayağım kaydığında beni kolumdan sıkıca yakalamıştı ve biraz önce görmezden geldiğim ellerini sıkıca tutmuştum.
Tamamen rezildim.
"Sana uzatılan yardım elini tutmaz mısın sen?" Kolumu bırakırken yeni idrak ettiğim, canımın acısıyla yüzümü buruşturdum. "Bir yerini kırmadan seni revire götürsem iyi olacak."
"Gerek yok," dedim birkaç adım ondan uzaklaşırken. "Sikeyim ya zaten derse geç kaldım." Mırıldanırken derin bir nefes alıp bana yardım eden Jeon Jungkook'a döndüm. "Bir de revirle uğraşamam."Çarpık gülümsemesiyle bana bakarken kaşlarını hafifçe kaldırmıştı. Teşekkür beklediği açıkça belli oluyordu.
"Sana papatya çayı almamı ister misin? Melisa da olur." Kaşlarım hafifçe çatılırken derin bir nefes aldım. Çay iyi bir fikir olabilirdi ama sinirimi biraz bozmuştu.
"Yardım eli için teşekkür ederim." dedim ve dikkatli adımlarla amfiye doğru yürüdüm. Arkamdan gülerek baktığını hala hissederken bunu açılan sınıf kapısının camının yansımasından doğrulamıştım.
Nefesimi düzene sokarak amfinin kapısını açtım ve sessizce Samuel'in yanına adımlayıp sırama yerleştim.
"Yoklama kağıdı nerede?" Parmağıyla ön sırayı gösterirken rahatlamıştım.
"Jungkook'a çarptım ve üstüne kayıp düştüm." Samuel gözlerini kocaman açıp şaşkınlıkla bana bakarken gözlerini birden şaşı yapmıştı ve bu beni fazlasıyla güldürmüştü. Eliyle yüzünü kapatırken gülmeye devam ettim. Arkadaşım tam bir manyaktı.
"Ve gerginliğimden dolayı bana papatya çayı teklif etti." Sessizce gülmeye başlarken Samuel'in sesli kahkası amfiyi doldurunca elini hemen ağzına götürüp balını eğdi.
"Aptal kız," dedi sessizce gülerek. "Dersten sonra neyi konuşacağımız belli oldu." Ardından yoklama kağıdı bize geldiğinde imzamızı attık ve Profesör herkesi kontrol ettiğinde, derse başlamıştık.
—
bir fotoğraf paylaştınız;
+938 ♥️, +32 💬
leemina: her düşüşün bir kalkışı vardır fotoğrafı mı bu? :Dd
lunakim: @leemina :Dd
samuelkim: şş kızımla dalga geçmeyin 🌼
jungbertha: @samuelkim @lunakim @leemina zaten kampüse rezil oldum bari burada rahat bırakın ya düşüş kalkışmış
Telefonumu elimden bıraktığım zaman yeni gelen bildirim sesiyle tekrar elime aldım. Ekrana birkaç kez gözlerimi kırpıştırarak baktım. Şaşırmıştım çünkü bu çocuğun takip ettiği sayılı kişiler vardı. Belki yanlışlıkla yollamıştır diye birkaç dakika bekledim ve hesabımı açtım.
jeonjungkook sizi takip etmek istiyor
geri takip ✔️ sil ✖️
geri takip ✔️Onayladıktan sonra hiçbir fotoğrafını beğenmemeye dikkat ederek profilinde biraz gezinmeye başladım.
Kendilerine ve kalplerine saygılarını yitirmiş olanlar, ağzının suyunu akıtarak, Jungkook'un ve diğerlerinin peşinde şuursuzca dolaşıyordu ve benim gibi kendini, kalbini önemseyenler sadece sessizce uzaktan izliyordu. Her şeyden önce insanın kendisine olan saygısı daha önemliydi.
Jungkook çok hoş çocuktu ve kalbimi bazen hızlandırıyordu. Bu asla inkar edemeyeceğim bir şeydi.
"Şu arkadaşın Luna," dedi Mina mırıldanarak. Gözlerimi telefonda ayırarak Mina'ya odaklandım. "O kız da bir şeyler var Bertha."
"Ne gibi?" Mina arkasına yaslanarak kollarını göğsünde birleştirdi.
"Bilmiyorum ama hislerimin ne kadar kuvvetli olduğunu biliyorsun. O kız hakkında iyi şeyler hissetmiyorum."
"Nasıl bir ilişkimiz olduğunu biliyorsun, merak etme." Luna en yakın arkadaşım ya da sürekli sohbetimin olduğu ve dertleştiğim birisi değildi. Birkaç yıl öncesinde yaşadığımız kötü bir olaydan sonra arkadaş olmuştuk. Mina saatine baktıktan sonra kitaplarını topladı.
"Biliyorum," dedi sandalyeden kalkarken. "Sen yine de dikkatli ol." Gülümsedi ve öpücük atarak yanımdan uzaklaştı. Ev arkadaşımın arkasından bakarken o Jungkook'ların olduğu masanın yanından geçip, Min Yoongi'yle selamlaşmıştı.
—
🖤yaşlarınız kaç bakiiim? 🌸🍓
ŞİMDİ OKUDUĞUN
🎆; dazzling
Fanfiction"Bertha," dedi nefesini dışarıya vererek. "Aklım fikrim sende, senin bana ne zaman geleceğin de, seni ne zaman göreceğim de, beni görür görmez ne diyeceğin de. Ama sen gözlerini ve kalbini bana o kadar kapatmıştın ki senin için son çırpınışımı görem...