"Bertha," dedi nefesini dışarıya vererek. "Aklım fikrim sende, senin bana ne zaman geleceğin de, seni ne zaman göreceğim de, beni görür görmez ne diyeceğin de. Ama sen gözlerini ve kalbini bana o kadar kapatmıştın ki senin için son çırpınışımı görem...
"Bebeğim," dedi Jungkook dudaklarını yavaşça boynumdan ayırıp dudaklarıma yönelerek. Burnunu hafifçe burnuma sürterken dudakları benimkilere değiyordu ama öpmemişti. Gülümserken çenemi kaldırıp onu öpmek istediğimde hafifçe başını geriye doğru çekmişti. Yavaşça kaşlarım kalkarken dudaklarımı dişledim ve Jungkook'a baktım.
"Yaklaş," dedim ensesindeki parmaklarımı tenine yavaşça bastırarak. Jungkook yavaşça yaklaştığında dudaklarımızı buluşturmuştu. Geri çekildikten sonra birkaç kez art arda öpücükler bıraktığında gülmüştüm.
"Yarın akşam randevuya çıkmaya ne dersin?"
"Senin için ideal randevu ne?" Merakla sorarken yanıma uzanıp beni göğsüne doğru çekmişti.
"Güzel bir yemek ve ardından sahil boyu yürümek isterdim. Belki de birkaç bilgisayar oyunu." Hafifçe güldüğünde bilmiyorum der gibi dudaklarını sarkıtmıştı.
"Bilgisayar oyunları mı oynuyorsun?" Beni onaylarken göğsüne ufak bir öpücük bırakmıştım. "Ben pek beceremesem de bazen Samuel'le derse girmek istemediğimiz zamanlar kafeye gider oyun oynardık. Tabi bunu Mina'ya söz verdiğimiz için son birkaç aydır yapmıyoruz."
"Dersleri bu kadar fazla ekmene rağmen sıralaman oldukça iyi."
"Açıkçası buna ben de şaşırıyorum," dedim bir kolumu Jungkook'un beline atarak.
"Dönem sınavlarında sabaha kadar çalışıyor musun? Ah o zamanlar daha da çekilmez bir Bertha olursun." Jungkook'un ses tonuna gülmüştüm.
"Çok fazla çalışmıyorum bebeğim ama gerçekten iyi anlıyorum." Jungkook benden biraz geri çekildiğinde yüzüme şaşkınca bakmıştı. Ne diyerek ağzımı oynattığımda dudaklarını birbirine bastırmıştı. Uzun kirpikleri yavaşça hareket ederken tebessüm etmişti.
"Ne?" dedi yavaşça ve beni tekrar göğsüne doğru çekip mırıldandı. "Bebeğim demen hoşuma gitti."
"Öyle mi?" dedim boynundan öpüp geri çekilirken.
"Öyle güzelim," derken elini saçlarıma çıkartmıştı. "Öyle." Kadife çıkan sesiyle beraber gözlerimi kapatmıştım.
"İyi uykular Jungkook." Birbirimize sarılı olan kollarımızı sıkılaştırdığımızda saçlarımı okşamaya devam etti ve ara sıra öpücük kondurmayı da unutmamıştı.
—
"Ya!" dedi Mina koluma hızlıca vururken telefonunu yüzüme doğru tutmuştu. "Bu sensin değil mi?" Yavaşça başımla onaylarken bu sefer diğer koluma Samuel vurmuştu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.