1.6

16K 1K 475
                                    



Jungkook derin bir nefes aldıktan sonra arkadaşlarına kısa bir süreliğine dönmüştü. Benim gözlerim Taehyung'la buluşurken kaşlarımı hafifçe kaldırdım. Bir şeyler söylemek istediğini anında anlamıştım. Ardından Jungkook arkadaşlarının yanından ayrılarak bana doğru bir iki adım atıp yanıma ulaştı. Parmaklarıyla bileğimi kavradığında benimle göz teması kurmuştu.

"Yanlış anlamanı istemiyorum," dedi kendinden emin bir şekilde. "Oyun falan yok ve kimse oyuncağım değil."

"Yalan söylüyor," dedi Taehyung bir adım öne çıkarak. "Birkaç gün önce konuştuğumuz konuyu hatırlıyorsun değil mi?" dedi bana doğru gelerek. Başımla onaylarken Jimin ve Taehyung'un Luna yüzünden tartıştığı aklıma gelmişti.

"Jungkook o konuyu bana bırakın dedi ve o Luna mıdır nedir bize attığı mesajlar da seni de dahil etmeye başladı." Merakla gözlerim büyüdüğünde Jungkook'a baktım. "Senin konun geçtiği için bilmene hakkın var ve Jungkook seni bulaştırmadan halletmek istese de olası bir yanlış anlaşılma durumu olabilir."

"Aynı bizim gibi," dedi Taehyung'un yanındaki Jimin mırıldanarak. "Taehyung'u kendime inandırmam uzun sürdü ve bana inanması için mekanın kamera kayıtlarını almak zorunda kaldım."

"Luna'nın hakkımda söylediği şeyler açıkçası umrumda değil," dedim umursamazca ve omuzlarımı silktim. "Mesajlarından rahatsız oluyorsanız sertçe uyarın ve Taehyung söylediğin için teşekkür ederim." Gözlerimi Jungkook'a çevirdiğimde mırıldandım. "Birilerine kalsa hiç öğrenemeyecektim." Gözlerimi ondan çekip arkadaşlarını hafifçe selamlayıp onlara arkamı dönerek çıkışa adımladım.

"Bertha, bekle." Jungkook'un sesini duyduğumda adımlarımı yavaşlatıp yanıma gelmesine izin verdim.

"Sinirlerini bozmak istemediğim için söylemedim."

"Neden?"

"Çünkü genel halin sinirli." Dudaklarını öne iterek konuştuğunda yüz ifadesine ve konuşma şekline gülmek istemiştim. Yani tatlı görünüyor olabilirdi.

"Genel halim sinirli mi?" dedim ona dönerek. Yavaşça başını sallarken gözlerimi üzerine dikmiştim. Yalan söylediğine dair hiçbir belirti yoktu ve uzun zamandır insanların yalan söyleme konusunda Samuel'le birlikte araştırmalar ve analizler yapıyorduk. Tamam belki yanılabilirdim ama hissettiğim şey doğruyu söylediğine yönelikti.

"Her neyse," dedim elimi havada sallayarak. Elimi kaldırmamla beraber hafifçe sendelediğimde beni kolumdan hızlıca yakalamıştı.

"Gidelim mi?" dedi yumuşak çıkan sesiyle. Başımla onaylarken ikimiz de çıkışa doğru yine o tünel gibi olan yere girmiştik.

Sonunda Jungkook'un arabasına ulaştığımızda binip, elime telefonumu almıştım. Samuel'den gelen birçok mesajın olduğunu gördüğümde ona geç cevap verdiğim için beni ilk gördüğü yerde öldürebilirdi.

kimsamuel: yemek yemeye gidelim 20:30
kimsamuel: hadi 20:31
kimsamuel: bertha? 20:31
kimsamuel: arkadaşın açlıktan ölebilir ve sen mesajlarıma cevap vermiyorsun 20:33
kimsamuel: wow jung bertha inanılmazsın 20:35

kimsamuel: vay canına 23:40
kimsamuel: partilediniz ha? 23:41
kimsamuel: cidden mi? 23:41
kimsamuel: sen? 23:43
kimsamuel: JUNG BERTHA?! 23:44
kimsamuel: vay canına 23:44
kimsamuel: bir de jungkook'la ha? 23:44

kimsamuel: ben de evde sana yemek yemek için yalvarayım 00:00
kimsamuel: wow jung bertha inanılmasın! 00:01

🎆; dazzlingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin