—"Ne?" , "Ne?" dedik Jungkook'la aynı anda.
"Ne yapmaya çalışıyor bu kız?" Jungkook'un oldukça sert bakan gözleri beni bulduğunda olumsuzca başını sallamıştı.
"Ya hyung," dedi Hoseok'a dönerek. "Bu kız bizimle yatmak istemiyor mu? Biriniz yapın gitsin işte." Hepimiz oldukça ciddi görünürken Samuel'in yüksek kahkahasıyla beraber koluna vurmam bir olmuştu.
"Sizinle ne alakası var?" Sesim merakla çıksa bile sertti. "Tamamen benimle ilgili." Jungkook oturduğu yerden kalkarken hiçbir şey demeden yanımızdan ayrılmıştı.
"Bu ne şimdi? Sanki onu ben çağırdım." Arkasından öylece bakarken sinirle homurdanmıştım. Hoseok ve Samuel'in mırıldananlarını duymazdan gelip masadan çantamı alıp kafeteryadan çıktım. Biyoloji laboratuvarına doğru ilerlerken çantamdan da telefonumu çıkartıp mesaj kısmını açmıştım.
bertha: biyoloji laboratuvarına gel
bertha: konuşmamız gerekiyorMesajı yazıp Luna'ya yolladıktan sonra laboratuvara girip ilk sıradaki sandalyeye oturup bekledim. Luna gerçekten canımı sıkıyordu ve kız kardeşim Martha video olayını halletse bile Luna yapacak başka şeyler buluyordu. Onu okulda çok fazla görmüyordum ve bu sinirlerim açısından iyiydi. Sürekli kulüplerde ve partilerde vaktini harcadığını biliyordum. Luna hiçbir zaman akıllanmayacak kadar aptal birisiydi.
Kapı açıldığında ilk önce parlak sarı saçlar görüş alanıma girmişti. Sonra Luna'nın donuk suratı.
"Ne istiyorsun?" diye kapıyı kapatırken mırıldandı.
"Bu soruyu benim sana sormam gerekiyor," diye yanıt verirken alayla gülmüştü.
"Ne istediğim gayet açık. Tekrar etmemi ister misin?" Karşıma geçtiğinde kollarını göğsünde birleştirdi. "Jung Bertha'yı pisliğin içerisine sürüklemek istiyorum."
"Luna," dedim derin bir nefes alıp. "Bu kinin neden?"
"Aptal falan mısın ya da saf ayağına mı yatıyorsun?" Çökmüş gözlerini üzerime sabitlediğinde bakışlarından gerçekten ürkmüştüm. Bu denli nefretle bakacak kadar ona ne yapmıştım ben?
"En yakın arkadaşım öldü." Gözleri hafifçe dolduğunda güldü. "Sizin doğum günü partinizde ve sizin kontrolsüzce davranışınız yüzünden en yakın arkadaşım öldü."
"İçinde bunca zamandır bunu mu tutup bizi mi sorumlu tutuyordun yani?" Olumsuzca başımı sallarken Luna'nın bunca yıl numara yapışına hayal kırıklığım eklenmişti.
"Başka ne olacaktı?" dedi rahat tavrıyla. "Jung Bertha.. sen gerçekten bencil ve iğrençsin."
"Hayır," dedim başımı sallayarak. "Luna partiye o maddeleri bizim sokmadığımızı biliyorsun. Arkadaşının neden öldüğünü çok iyi biliyorsun ve suçlayacak birilerini arıyorsun. Siz zaten içiciydiniz ve bu nedenden dolayı bizi suçlayamazsın." Şimdi bunları söylüyordum ama çok uzun süredir ben de kendimizi suçlamıştım.
"Roy senin burada okuduğunu öğrenmiş," dedi gülerek. "Bir süre misafirim olacak. Eminim yakında seninle konuşmaya gelecektir."
"Bu ufak numaraların beni etkiler mi sanıyorsun?" Oturduğum yerde arkama yaslanırken sırıtmıştım. "O beni senin arkadaşınla aldattı ve ben de boş durmadım. Ne yapmaya çalıştığını bilmiyorum ama bana bu ufak tefek boş şeylerle zarar veremezsin."
"Nasıl nasıl zarar vereceğimi çok iyi biliyorum Bertha," dedi kapıya doğru geri geri adımlarken. "Arkadaşlarına ve o yakışıklı sevgiline dikkat et." Göz kırpıp kapıdan çıkarken derin bir nefes aldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
🎆; dazzling
Fanfiction"Bertha," dedi nefesini dışarıya vererek. "Aklım fikrim sende, senin bana ne zaman geleceğin de, seni ne zaman göreceğim de, beni görür görmez ne diyeceğin de. Ama sen gözlerini ve kalbini bana o kadar kapatmıştın ki senin için son çırpınışımı görem...