TÂRUMAR |KARA MAMBA|

21.3K 1.1K 654
                                    

Selaams!

Satır arası yorumlar yaparak oy vermeyi unutmayın, keyifli okumalar!

Beni umursamadan kapıyı aralayıp gitmesi, içimdeki öfkenin kabarmasını, kabarıp taşmasını sağladı. İliklerime kadar sinire bürünürken seri hareketlerle kapıdan çıktım ve arkasını dönmüş olan adama doğru koşuşturdum. Kolundan tutup sertçe çekerken kaşlarını havalandırdı ve bana tepeden bir bakış attı.

"Sen kendini beğenmiş ve egonla kendini bir bok sanan adamın tekisin!" 

Ağzımdan çıkan sözcüklerin nereye gittiğini bilmeden sayıp sıralarken İlteriş beni kolumdan yakaladı ve kendine doğru çekti. Sinirle gözlerine bakarken eğildi ve aramızdaki boy mesafesini kaldırdı. Alnı alnıma değerken gözlerimin içine öfke dolu bakışlarla baktı. Sanki o bir yırtıcıydı, bense onun karnını doyuracak leziz bir et parçası!

" Sınırlarımı fazla zorluyorsun, ben istemeden bana dokunma! " Tıslayışa benzer sesiyle beni bırakırken küçük adımlarla gerilemek zorunda kaldım. Üzerimdeki delici bakışlarını çekmeyişi ve kendinden emin duruşuyla dikleştim. "Sen de bana dokunma! Kafana göre çekmeler, kulağımın arkasını öpmeler falan... Sen kimsin?"

Başını ışık hızında çevirirken parlayan gözlerle bana baktı. O gözlerin içinde oluşan, büyük alev topunu görürken korkmadım. O benim hiçbir şeyim değildi, bana karışamazdı, dokunamazdı ve istemediğim bir şeyi yapmaya zorlayamazdı.

"Aşağıda yemeğin hazır, git ye. Sonra da duşuna girersin." Kaşlarımın alayla havalandırırken ellerimi göğsümde birleştirdim. "Yemekten sonra duşa girmeyi sana öneriyorum, senin kalp krizi geçirip ölmen daha iyi olur."

Onu umursamadan önümdeki merdivenlere yöneldim ve sızlayan ayaklarımı umursamadan birkaç adım atarken aşağı indim. Koluma sarılan eller beni yine çekerken sinirle dişlerimi birbirine geçirdim. Kolumu uzun parmakların arasından sıyırmaya çalışırken sertçe çekmeye çalıştım. İlteriş buna engel olup daha sert tutarken beni merdivenlerden çıkardı. "Git duşunu al o zaman, yemeğini de sonra yersin!"

Beni peşinden sürükleyerek uzun koridordan, kâr beyazı rengindeki kapılardan geçirdi. Onun gücüne karşı çıkamazken araladığı kapıdan beni zorla içeri tıktı.

"Sana yarım saat veriyorum, yarım saat içerisinde temizlenip çıkmazsan gelir kendi ellerimle çıkarırım. Emin ol, yaparım bunu!"

Dudaklarımı aralayıp ona bağıracakken hızlı davrandı ve banyodan çıkıp kapıyı kapattı. Şaşkınlıkla kapıya bakakalırken kapıyı araladım ve arkasından bağırmayı ihmal etmedim.

"Madem beni bu evde tutuyorsun, kuaför ve güzellik uzmanları istiyorum! Parana kıy ve istediklerimi yerine getir."

Kapıyı sertçe çarparken güzel kokularla süslenmiş banyonun içerisinde adımladım. Fazla oyalanmadan üzerimdeki tişörtü ve kirli iç çamaşırlarını çıkararak demir çöp kutusuna salladım. Küvette keyif sürecek kadar enerjik değilken duş başlığının altına geçtim ve kirli olan vücudumun her bir köşesini özenle yıkadım.

Kesikler oluşan bedenim, köpüklerin değmesiyle yanarken gözlerimin dolmasına engel olamadım. Benim canım tatlıydı bir kere, bedenimi ve vücudumu seviyordum. Şimdi böyle sızlanmalar ve oluşan kesikli yaralar beni üzüyor, canımı yakıyordu.

Fazla takmamaya çalışırken vücudumu sıcak ve temiz suyla duruladım. Her yanımdan akan kir, kendimden tiksinmemi sağlarken aynı zamanda rahatlatmıştı. İnsan günlerdir kirli durup temizlenince huzura kavuşuyor, elindekilerin değerini daha iyi anlıyordu. Önüme düşen ıslak saçlarımdan yayılan güzel kokuyu defalarca içime çektim ve kenara asılmış olan beyaz havluyu aldım. Temiz ve güzel kokan bedenime havluyu sararken gereksiz bir mutluluğun içindeydim. Sırıtarak nemlenen ama soğuk olan fayanslara bakarak kapıya doğru adımladım.

TÂRUMARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin