Selaamss!
Deniz'in dövmesini göremeyenler olmuş. Buraya yeniden bırakıyorum. İnşallah görünür djsldkdldk
TÂRUMAR 100K!
Bölüm Şarkısı
Cem Adrian, Mark Eliyahu-KülVerdiğim uyarıdan sonra dinlemenizi öneririm.
500 yorumu geçer miyiz?
Keyifli okumalar!
Kucağında durduğum adam, yavaş yavaş merdivenleri tırmanırken başımı halsizce göğsüne doğru yasladım. Vücudumda hüküm süren ağrılar canımı yakarken hiçbir şey yapamadım. Başım, İlteriş'in göğsünde yaslı dururken öylece gözlerimi kapattım ve dinlenmeye çalıştım. Şu an, mahalledeydik. İlteriş, yangın yerine dönen evden sonra beni kucaklamış ve mahalleye getirmişti.
Bizi karşılayan kalabalığı ilk defa es geçerken kucağında duran bedenimle bilmediğim binaya doğru ilerlemişti. Ona sorulan soruların hiçbirine cevap vermemişti.
Susuyordu.
Konuşmuyordu.
Artık benimle de konuşmuyordu. Yol boyunca susmuş ve konuşmamıştı. Ona bir şeyler anlatsam da sadece dinlemişti. Belki de dinlememiş, dinliyor numarası yapmıştı.
"Abi, anahtarı getirdim!" Bize, koşarak yetişen çocuk önümüze geçerken merdivenleri tırmandı. İlteriş de peşinden onu takip ederken çıktığımız 2. katta durduk. Sağdaki daire kapısının önünde beklerken bize yetişen çocuk, elindeki anahtarı yuvasına taktı ve kapıyı ustaca açtı. Gıcırdayarak açılan ağır kahverengi kapı, yüzümü buruşturmamı sağlarken İlteriş dudaklarını saçlarıma hafifçe bastırdı. Beni öptüğünü bile zor anlarken iç çektim. Neden böyle olmuştuk?
İlteriş, beni dizine yaslarken eğilip ayağımda duran ayakkabıları çıkardı. Onları, yere bırakırken doğruldu. Birkaç defa, yavaşça sarsılırken onun da ayakkabılarını çıkardığını anladım. Birlikte, içeri doğru girerken bize kapıyı açan çocuk da içeri girdi.
"Abi, çorba yapayım mı yengeye? Gelirken Sefo aradı. Siz gelmeden önce üstünkörü temizlik yapıp evi ısıttık ama dolapta pek bir şey yok. Eğer açsanız aşağıdaki restorandan bir şeyler sipariş edeyim." Aceleyle konuşan çocuk, peş peşe bir şeyler sıralarken gözlerimi aralayıp İlteriş'e baktım. Karnım açtı ama canım bir şey istemiyordu. İlaç ve kremlerim evde kalmıştı. Eğer onları getirebilirlerse çok iyi olurdu çünkü ağrıdan ölecek gibi hissediyordum.
"Markete git, mercimek çorbası ve pizza yapmak için malzeme al gel." İlteriş, mırıldanarak bir odaya girerken yavaş adımlarla yürüdü. Hissettiğim sıcaklık beni mutlu ederken sırtım, yumuşak bir yatağa değdi. İlteriş, beni bırakır bırakmaz doğrulurken elini cebine götürdü. Cebini, yoklarken Rüzgar'ın kıyafetleri içinde olduğunu unutmuş gibiydi. "Hay, sikeyim." İlteriş, homurdanırken elini kaldırıp saçlarının arasına daldırdı ve birkaç saniye kaşıdı. "Cüzdan arabanın içinde koçum, içinde para yoksa kart var. Onlardan al işte. Çocukları da götür, istediğiniz bir şey olursa alın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TÂRUMAR
Jugendliteratur"Perişan..." Kulağıma fısıltısı ulaşırken kulak mememi dişlerinin arasına aldı ve kışkırtıcı bir şekilde emdi. Ellerimi saçlarına çıkarıp avuçlarken kendime doğru çektim. "Sen perişan olacak en son insansın İlteriş Kara!" Fısıltılı ve hırlamaya benz...