TÂRUMAR |ÜÇ ÇOCUK|

9.4K 546 245
                                    

Selaamss!

Vallaha sınır geçilmedi ama ben yine yeni bölüm attım. Şu bölümlere satır arası yorumlar yapın da gariban yazarınızı güldürün artık. Kendimi asmama çok az kaldı.

Neyse bu kadar drama quennlik yeter. Keyifli okumalar!

Zihnimde tek kelime yankılanıyordu: Kandırılmak.

Birisinin güvendiği insan tarafından kandırılması çok kötü hissettiren bir durumdu.

İnandığın birisi tarafından aldatılmak, o kişinin arkandan vurması çok boktan hissettiren bir durumdu.

Kandırıldığımı anladığım anlarda ne yapacağımı, nasıl düşüneceğimi asla bilemezdim. Ailemden dolayı güvendiğim insanlar sınırlıydı.

Sadece kendime güvendiğim kadar kardeşime güvenir, canımı gözüm kapalı sadece ona emanet ederdim.

O sınırlı insanların içerisinde İlteriş bile adam akıllı yoktu. İlteriş'e gözüm kapalı kendimi emanet etmeyebilirdim. Belki o da bana etmeyebilirdi çünkü birbirimizi yeni yeni tanıdığımızı hissediyor gibiydim. İstemeden de olsa bilerek de olsa beni bazen yalnız bırakmıştı. Belki de yaşadığım durum bu yüzden ortaya çıkıyordu.

Rüzgar beni asla yalnız bırakmamıştı. Zorda da olsa önceliği her zaman bana vermiş, her zaman yanımda olmuştu. Hâlâ öyleydi. Öyle olmaya devam ediyordu.

Asrın tam olarak güvenmesem de güvenebileceğim sınırlı insanların arasındaydı. Bu tereddüte rağmen ona güvenebilirdim. Hatta belki de güveniyordum.

Güvenmesem kaçırdığım çocuğu ona emanet etmez, planlarımı onunla paylaşmazdım. Neydi ona bu kadar güvenmemin sebebi? Birlikte dondurma yememiz mi yoksa beni korumaya çalışırken hastanelik olması mı?

"Alparslan, sikerim yapacağın işi! Kadını ona verdim diyorum amına koyayım! Kaçırıp kadını kendi ellerimle ona teslim ettim!"

İlteriş, çıldırmış bir şekilde Alparslan'la konuşurken bacaklarımı kendime doğru çekmiş ve yorganla kendimi yarım yamalak örtmüştüm.

O muhteşem sevişmenin ardından romantik bir şekilde uyuyacağımızı düşünmek belki de benim hatamdı.

Hayatımız böyle olabilirdi. Oluyordu ve belki de olmaya devam edecekti. Bunu dert etmiyordum. Dert ettiğim şey, güzel anımızın sürekli olarak böyle bölünmesiydi.

"Sakin mi olayım? Lan o kadını uçururlar tozunu bulamayız!" İlteriş, öfkeyle konuşmaya devam ederken gözlerimi kapatıp çenemi topladığım dizlerime yasladım. Kollarımı bacaklarıma sarıp bir şeyler düşünmeye çalışırken Alparslan'ın panik hâlinde İlteriş'e bir şeyler anlatmaya çabalamasını dinledim.

"Çiftlik evindeyiz biz! Burada kalacağımızı biliyor olmalı. Aniden gece yarısı eve dönersek anlar bir şeyler döndüğünü. Lena'yla sen gitsen ya da kadını istesen yine bir şeyler sezer."

TÂRUMARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin