Selaamss!
Satır arası yorumlar yaparak oy vermeyi unutmayın. Attığınız yorumlar ve oylar bölümlerin uzunluğunu arttırır, daha kısa sürede gelmesini sağlar. Keyifli okumalar!
"Benden ne kadar güçlü olup olmadığın umrumda değil. O benim kardeşim ve sen orospu çocukluğu yaparak onun canını yakamazsın!"
İlteriş, burnuna yediği yumrukla duraksarken Rüzgar ondan uzaklaşarak bana eğildi ve koltuk altlarımdan yakalayarak yukarı çekti. Onun, beni taşımasına izin verirken kollarımo vücuduna sardım. "İyi misin bebeğim?" Bakışlarımı asla İlteriş'e çevirmezken başımı iki yana salladım. "Beni evimize götür, burada durmak istemiyorum." Rüzgar başını onaylar anlamda sallarken İlteriş'i arkada bıraktı ve bahçeye açılan kapıya doğru adımladı.
"Onu benden alabileceğini mi sanıyorsun?" Arkadan duyduğum sesiyle Rüzgar'a bakarken çenesinin kasıldığını gördüm. Beni yavaşça yere bırakırken kaşlarıyla içeriyi gösterdi. "Eşyalarını toparla, geliyorum." İçime oturan korku tohumlarıyla başımı olumsuz anlamda salladım. Rüzgar, İlteriş'e yumruk atmıştı ve bunu kimse yapamazdı. O, beni düşünerek kendini tehlikeye atmıştı. Onları yalnız bırakamazdım. "Hayır abi, toparlayabileceğim eşyalarım yok."
"Hadi Deniz, git güzelim." Başımı yine olumsuz anlamda sallarken arkamızda dikilen İlteriş'e doğru döndüm. "Bize karışamazsın ve ben senin tapulu malın değilim! Benden mal gibi konuşma, seni gebertirim."
Rüzgar belimden yakalayıp arkasına doğru çekerken İlteriş'in yüzünde alaylı bir gülümseme oluştu. Bana 'yiyorsa yap' gibi bakarken kaşlarımı çattım ve bakışlarımı ondan çekmedim. "Yapsana, elinden ölüm isterim." Bakışları gibi sesi de alay doluyken öne atıldım ve hızlı adımlarla yanına gittim. Boğazına parmaklarımı saracağım zaman geriye çekilirken çırpındım. "Rüzgar, bırak beni!"
"Aradığınız Rüzgar'a ulaşılamıyor, lütfen daha sonra tekrar deneyiniz." Duyduğum ince sesle duraksarken arkamı döndüm ve beni kimin çektiğine baktım. Gördüğüm tanıdık simayla kaşlarımı çatarken belime sarılan kollarına tırnaklarımı geçirdim. Acı dolu inlemeyle ellerini gerçi çekerken İlteriş'e yapacağım şeyi ona yaparak parmaklarımı boğazına sardım. "Sen kimsin de bana dokunma hakkını kendinde buluyorsun?"
"Sakin ol kedicik, çek pençelerini boğazımdan." Boğuk çıkan sesi beni daha da hırsa getirirken tırnaklarımı boğazına sapladım. "Benimle düzgün konuşacaksınız! Karşınızda güçsüz biri yok." Elime konulan elle duraksamak zorunda kalırken geriye doğru çekildim. İlteriş yüzündeki ifadeyi bozmadan bize bakarken beni geriye çekmiş, karşımdaki adama bakıyordu. "Alparslan, kızıma sataşma, pençelerini çıkarmaktan çekinmiyor."
Kaşlarımı çatıp avuçlarının içindeki elimi sertçe çektim. "Ben senin kızın değilim, sen de benim babam değilsin. Düzgün konuşmazsan yersin ağzına yumruğu!" Ondan kendimi kurtarıp Rüzgara'a ilerlerken Rüzgar ellerini belime sardı ve bahçenin çıkışına doğru ilerledi. "İşte benim kardeşim!" Sonlara doğru neşeli çıkan sesi beni gülümsetirken birlikte salona girdik ve oradan da çıkış kapısına doğru ilerledik.
"Rüzgar, o artık benimle. Onu benden alamazsın!" İlteriş'in adım sesleriyle Rüzgar beni tutarak arkasına çekti. Onun iri bedeninden bir şey göremezken beni korumaya çalıştığının farkındaydım. "Onu senin yanına bırakmam, duydun mu beni? Sen ona zarar veriyorsun. Üstelik o yeni kurtarıldı! Onun psikolojisini bilmeden, yaşadığı şeyleri anlamadan ona böyle davranamazsın. Kim ve ne konumda olduğun benim umrumda değil! İstersen çek vur şuracıkta, umrumda olmaz ama onun kılına dahi zarar veremezsin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TÂRUMAR
Teen Fiction"Perişan..." Kulağıma fısıltısı ulaşırken kulak mememi dişlerinin arasına aldı ve kışkırtıcı bir şekilde emdi. Ellerimi saçlarına çıkarıp avuçlarken kendime doğru çektim. "Sen perişan olacak en son insansın İlteriş Kara!" Fısıltılı ve hırlamaya benz...