Selaamss!
Satır arası yorumlar yaparak oy vermeyi unutmayın. Attığınız yorumlar ve oylar bölümlerin uzunluğunu arttırır, daha kısa sürede gelmesini sağlar. Keyifli okumalar!
(Oylar, okunma sayısına göre fazla düşük. Oy vermeden yorumlarda ve özelde yeni bölüm istemeyin lütfen. Yazılı haftama göre aktif olmaya çalışıyorum ama emeğimin karşılığını alamamak beni üzüyor. Böyle giderse sınır koyacağım.)
"Deniz?"
Yakalanmanın verdiği korkuyla kalbim tüm hızıyla çırpınırken Rüzgar, bizi bu hâlde göremeyecekmiş gibi gözlerimi sıkı sıkıya kapattım. Göbeğime kadar inmiş iç çamaşırımı ve İlteriş'in kucağında oturmamı açıklayabilecek bir bahanem ya da yalanım yoktu. Köşeye sıkışmışlığın çaresizliğiyle yutkunurken koltuğa savrulan bedenimi anlayamadan çığlık atmak istedim. Bu istekle aralanan dudaklarıma büyük parmaklar baskı uygularken gözlerimi hızla araladım ve parlayan gözleriyle bana bakan adamı izledim.
"Uyu!"
Bana verdiği emirle birlikte göbeğime düşen iç çamaşırım yükselip geceliğimin içine saklandı. Bakışlarım kısa bir an kapıya kayarken yanan spot ışıklardan süzülen gölge beni fazlasıyla gerdi. İlteriş'in dediğini hızla yaparken gözlerimi kapattım ve hızlanan nefeslerimi düzenlemeye çalıştım. Az önce yaşanan yakınlaşmadan ve biraz önce abime basılmamızdan son anda yakalanmamızdan kalbim tüm hızıyla, yerinden çıkacak gibi atıyordu.
Yavaş yavaş duyulan adım sesleriyle gözlerimi hızla kapatıp İlteriş'i dinledim. Rüzgar'ın bizi yakalamak üzere olması beni korkutmuş ve fazlasıyla utandırmıştı. Evine aldığı adamın kucağına oturmuş ve onu öpen kardeşini görmek, travma yaratabilirdi. Bu düşünce beni gülümsetirken hızla dudağımdaki tebessümü sildim.
"Deniz?" Abim, bir kere daha ismimi seslenirken salona girdiğini daha yakından gelen sesiyle anladım. İlteriş, daha yeni öpüşen ve basılmak üzere olan biz değilmişiz gibi elini saçlarıma atıp tutamlarla oynarken gülmemek için kendimi çok zor tuttum. "Şhh, o uyuyor." İlteriş, sahte bir panikle Rüzgar'ı susturmaya çalışırken benim gülmemi istiyor gibi baskı uyguladı. Onun yaptığı sahte rol fazlasıyla komikken bu koca adamı, bu duruma soktuğum için kendi kendimi tebrik ettim. Bu halimize kıkırdamamak için kendimi sıkabildiğim kadar sıkıp onların konuşmalarını duymamaya çalıştım.
"En son odasında değil miydi, neden burada uyuyor?" Rüzgar'ın fısıltılı ve sorgulayıcı sorusuna İlteriş'in ne cevap vereceğini merakla bekledim. Sessiz olan ortamda, İlteriş'in kucağına çıkmak için itelediğim jelibon paketlerinin hışırtılarını duydum ve onları masaya koydukları hakkında tahmin yürüttüm. İlteriş'in yanımdaki bedeni benden hafifçe ayrılırken sıcaklığının vücudumu terk etmesiyle ürperdim. "Uyanınca acıkmış, yanıma geldi. Şu zımbırtılardan yedi, beni de uyanık bulunca yanımda uyumak istedi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TÂRUMAR
Teen Fiction"Perişan..." Kulağıma fısıltısı ulaşırken kulak mememi dişlerinin arasına aldı ve kışkırtıcı bir şekilde emdi. Ellerimi saçlarına çıkarıp avuçlarken kendime doğru çektim. "Sen perişan olacak en son insansın İlteriş Kara!" Fısıltılı ve hırlamaya benz...