>10<

421 64 19
                                    

" tahmin ettiğim gibi. Siz burada aval aval etrafa bakarken çoktan biri içeri girip işini halletmiş bile. Burada size ne mesaj vermeye çalışıyor, bir fikriniz var mı? "

Sonuna kadar açılmış atölyesinin kapısına bakılırsa tabloyu buraya az önce bir yabancının getirdiği açık açık ortadaydı. Jisung sızlayan bacaklarından dolayı direkt kendini içeri attığından dolayı kapıyı kapatmayı ihmal etmişti, arkasından gelen Minho'ysa merakından hiç beklemeden atöyeye dalmıştı. Yabancının amacını anlayan bir tek Minho'ydu. Kime güveneceğini bilemiyordu artık.

" benim için geldi, Jisung'u kullanarak beni kandırmaya çalıştı. Bana o tabloyu çizenin Jisung olduğunu inandırmaya çalışıyordu ama başarısız oldu. İşte bu yüzden sana her şeyi söylemiyorum Jisung"

" bu bir bahane değil. Dediği gibi onu ben çizmedim, o her kimse beni suçlu göstermeye çalıştı. Yani bu durumda masum oluyorum"

Minho Jisung'a inanmak istiyordu ancak hayatı boyunca çoğu kez kazık yemişti ve güven duygusu pek çok kez sarsılmıştı. Yoksa jisung'un masum olduğunun o da farkındaydı.

" tamam, o halde seni de tanıyorlar. Ben senin ressam olduğunu kimseye söylemedim. Seni de takip etmişler, kim olduğunu biliyorlar"

Jisung'un Minho'nun dediklerinden çok takıldığı şey başkaydı. Bunu yapan kişi neden kendisini suçlamak istiyordu ki, Minho'nun kendisinden ayrılmasını sağlayıp onu mutsuz etmek amaçları olabilir miydi? Böylece hastalığı daha ileri seviyeye gelirdi, belki de Minho'nun iyileşmesi durumunda hatırlayacağı bir gerçek onlara engeldi. Bu yüzden kendisini ortadan kaldırmak en mantıklı seçenekti, şu an aklına gelen tek sebep buydu Jisung'un. Öyleyse Minho'nun hasta olduğundan da haberleri vardı çünkü Jisung gerçekten ressam değildi, ikilinin arasından ne geçiyorsa biliyorlardı.

" bana hâlâ kim olduklarını söylemeyi düşünmüyorsun değil mi?" dedi, ardından Minho isteksizce başını salladı. Bunu öğrenebilse ona yardım edebilirdi oysaki.

" üzgünüm, ama bunu yapamam. Sana bile söylemiyorsam ne kadar mühim bir mesele olduğunu anla Jisung. Bizim aileden olmadığın sürece sana hiçbir şey söyleyemem. En azından şimdilik"

Şimdilik derken ne demek istiyordu Minho? İleride söyleyecek miydi yani? Jisung söylemesi için çok şey feda ederdi, yakında meraktan çatlayacaktı. " ne demek istiyorsun?"

Minho'nun morali neredeyse düzelmiş gibiydi, Jisung'un suçsuz olması onu rahatlatmıştı. Şimdi başka bir şeye kafa yorması gerekiyordu. " eğer öğrenmeyi bu kadar istiyorsan şu evlilik planlarımızı tekrardan gözden geçirebiliriz, ne dersin?"

Sorduğuna anında pişman olmuştu Jisung. Minho'nun bu konuyu açması hiç hoşuna gitmiyordu, baskı altında hissediyordu. " belki daha sonra, şimdi değil. Bana düşünmem için zaman ver"

" bunu isteyen sendin, ısrar eden de sendin. Yeterince düşündün bence ama üstüne gitmiyorum, sen bilirsin" diyerek cam kenarından bir tabure kapıp üzerine oturdu Minho." şimdi...Benim bir portremi çizmeni istiyorum. Madem resimde ustasın, o halde göster hünerlerini"

Jisung işte şimdi ne yapacağını bilmiyordu. Şu ana kadar her şeye bir bahane bulmuştu ancak Minho her geçen gün kendisini daha da zorluyordu. Belli ki hâlâ daha inanmamıştı kendisine, Jisung'un bunu kanıtlayacak gücü yoktu.

" yoksa çizemeyecek misin? Hey Jisung!" Gözleri bir noktaya sabitlenmiş Jisung'un dikkatini üzerine çekmek için elini önünde salladı Minho. Jisung anında kendine gelmişti.

" sana diyorum. Çizmeyi biliyorsun değil mi? Senin için çocuk oyuncağı olmalı, haksız mıyım?"

Jisung mecbur lafı dolandıracaktı. Belki bir mucize gerçekleşir diye bekliyordu ancak boşaydı. Minho'nun aklını çelmeye çalıştı. "ne gerek var bebeğim, sen zaten bir sanat eserisin. Güzelliğini basit bir tuvale sığdıramam ki"

KÖR-MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin