>14<

370 47 66
                                    

" hey, ben mi yanlış görüyorum yoksa orada biri mi var?" Minho kendisine yaslanan Jisung'u hafifçe itti ve yerinden doğruldu. Ağaçların arasında bir hareketlilik vardı sanki.

" doğru görüyorsun, biri bizi izliyor" Jisung ayaklanıp Minho'nun işaret ettiği yerin tersine bakarak ilerledi. Onun burada ne işi vardı, Minho'yla olan ilişkisi biteli çok olmuştu. Neden hâlâ peşlerinde dolanıyordu ki?

" sen burada bekle Minho, ben bir bakıp geleyim"

Minho Jisung'u dinlemek yerine başka bir yere odaklıydı. O uzun boylu biri görüyordu, uzun, siyah saçları vardı. Jisung'un gördüğü kişiden tek farklı, o bir kız değildi.

" hey, kıpırdama sakın" Minho burada birden fazla kişinin olduğunu fark etmesiyle gitmeye kalkışan Jisung'u kolundan yakalayarak tek hamlede yanına çekti.

" bir kişi yok, sanırım bizi takip ettiler. Yoksa burayı bir başkasının bulmasını imkanı yok. İki kişiler, gitmeyelim"

Jisung sadece Dennis'i görmüştü ancak kafasını çevirdiğinde diğer adamı fark etti. İncecikti, Jisung çok dikkatli bakmasa onun bir ağaç olduğunu düşünürdü.

" silahları olabilir, ben gidiyorum sen bekle" Minho Jisung'u arkasına alıp köşeye sıkışmış adamın yanına doğru giderken Jisung da Minho'ya belli etmeden Dennis'e yöneldi. O kız her ne kadar gizemli ve sinir bozucu olsa da oldukça zayıf ve savunmasızdı. Jisung ondan bir zarar geleceğini düşünmedi.

" hey, seni görmediğimi mi sandın? Gayet net görünüyordun" Jisung bir kayanın üzerine rahatça yayılmış, yakalandığı için hiç de telaşa kapılmayan Dennis'in karşısında dikildi. Dennis onun gelmesinden hiç rahatsız olmamış, boş gözlerini Jisung'un üzerine dikmişti.

" saklandığımı kim söyledi?"dedi genç kız, daha sonra da Jisung'a elini uzattı. Jisung ona yüz vermeyip elini kaldırma zahmetine bile girmeyince Dennis iç çekerek ayaklandı. Jisung'un kendisini pek hoş karşılamayacağını biliyordu zaten.

" konuşmak için geldim, bana zaman ayırabilir misin?"dedi Dennis ciddileşerek.

Jisung onun yüzünü bile görmek istemiyordu. Bu kızın varlığı bile onun için bir tehdit oluştururken, Minho'nun birkaç adım ötelerinde olması daha da kötü bir durumdu.

" seninle konuşacak bir şeyimiz yok. Minho'ya görünmeden git buradan, yeterince sorun çıkarıyorsun zaten" derken Jisung kız ile göz teması kurmaktan çekiniyordu. Bir korkak gibi davrandığının o da farkındaydı.

Dennis'in kaşları havalandı ve bilmiş bir ifade takınıp Jisung'a yaklaştı. "neden gitmemi istiyorsun Jisung? Minho ne de olsa beni hatırlamıyor, bu bir bahane değil. Bence sen onun iyileşmesine engel oluyorsun"

Pis bir şekilde sırıtan kıza lafını geçirmeye çalıştı Jisung ancak kendini savunacak gücü yoktu. O da ne istediğini bilmiyordu. Ancak Dennis'in karşısında böyle acınası görünmeyi gururuna yediremedi. Yalancılığa alışmıştı artık.

" onun iyileşmesi için elimden geleni yapıyorum. Bu kolay bir şey değil, senin gibi Minho'yu kullanmıyorum. Onun hisleriyle asla oynanmam, senin gibilerin onda açtığı yaraları kapatmaya çalışıyorum. Hem de karşılığı olmadan"

Jisung sonunda gücünü toplayıp küçümseyici bakışlarını Dennis'e yönelttiğinde, genç kız meydan okurcasına sesini yükseltti. Jisung ile burun buruna gelmesine rağmen kızda herhangi bir öfke belirtisi yoktu.

" yanılıyorsun Jisung. Seni gördüm, Minho'ya aşık olmayı bırak, ona bağlanmışsın bile. Benim burada olmam seni rahatsız eder çünkü Minho'nun beni hatırlamasından korkuyorsun. Onun seni bırakıp benimle olacağından korkuyorsun değil mi? Bu yüzden iyileşmesini istemiyorsun"

KÖR-MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin