>26<

229 34 21
                                    

Selamlarr.

Uzun süredir bölüm atmaya zaman bulamadım arayı çok açtım bu yüzden özür diliyorum. Bundan sonra daha sık atmaya çalışacağım.

Umarım beğenirsiniz, iyi okumalar :)

...

"Ben senin sevgilin değilim, Felix." Changbin sarışından gözlerini ayırmadan ellerini boynundaki kollara götürdü. İndirip ondan uzaklaşmak istese de Felix, itinayla ondan ayrılmıyordu.

"Hadi ama, bunu duymanın heyecan verici olduğunu biliyorum. Bana olan aşkını gizleyemezsin Changbin." Felix meydan okurcasına göz temasını sürdürüken Changbin panikleyerek onun kollarından kurtuldu.

"Vazgeç artık Felix. Meşgulüm, halletmem gereken bir görev var. Ayrıca senin de var. Oyalanmak yerine çabucak halledebilirsin."

"İstemiyorum." Felix görevlerinde daima rahattı. İnsanlar onu bu tür görevlerde gördüklerinde tecrübesiz veya korkak olarak adlandırsa da, Felix kurnazdı. Saf ayağına yatarak tüm rakipleri alt ederdi.

"Biliyorsun, canım ne isterse onu yapıyorum. Senin aksine görevimi tamamlayacağım diye geceleri uykumdan olmuyorum." Felix genç adamın özel hayatından çoğu sırrına kadar her şeyini öğrenmişti.

"Geceleri odamı gözetlemeyi bırakmalısın. İzlendiğimi bilmek uykumu kaçırıyor."

Felix yumuşadı ve öne atılarak Changbin'in yüzünü ellerinin arasına aldı. Genç adam anında yüzünü buruşturunca sarışın dudaklarını büzerek "Benim bebeğim uyuyamıyor muymuş? Kıyamam ben sana." dedi cilveli bir ses tonuyla.

"Felix, bana nasıl seslenmen gerektiğini öğrenmedin mi hâlâ? Sevgilin değilim, bebeğin hiç değilim. Sadece Changbin'im." Sarışının bileğini sertçe tutup onu çekiştirmeye başladı Changbin. Eline koluna sahip çıkamıyordu bir türlü.

Felix adımlarını karıştırırken tökezleyerek onu takip ediyordu. "Ama bebeğim dediğimde gülümsüyorsun." Felix tamamen odaklandığında Changbin'in dudağının kenarının hafifçe havaya kalktığını görmüştü.

"Hayır gülümsemedim."

İkili gizli bahçeden çıktıklarında ormanda yürümeye başladılar. Ormana şehirden önce karanlık çökerdi, yollarını bulmak sandıklarından çok daha zordu. Ancak korna sesleri ve çevrenin kalabalıklaşmaya başlamasıyla geç olmadan ormandan çıkabildiler.

Changbin ısrarlar sonucu Felix'in arabasına binmesine izin vermiş ve yola koyulmuşlardı. Onu bu saatte tek başına eve göndermek istememişti ama Felix'e karşı bir incelik yapmaktan çekiniyordu. Çünkü Felix her türlü hareketini bambaşka konulara çekiyordu ve Changbin sürekli etrafından olmasından bıkmıştı.

Changbin durmadan uğradığı Felix'i evine doğru sürerken Felix sürekli hareket halindeydi. "Eve gitmek istemiyorum." diyerek ayaklarını yere vurdu sarışın. Changbin artık onun şirin görünümüne kanmıyordu. Felix'in içindeki şeytanları dışarı çıkaran oydu sonuçta.

"Nereye gitmek istiyorsunuz prens Felix. Ben senin hizmetçin değilim." Changbin hiçbir duygu belirtisi göstermeden konuştu, eğer biraz yüz verse Felix hemen zıvanadan çıkıyordu.

Felix ise onun aklını çelmeyi amaçlıyordu ancak Changbin kendine katı kurallar koymuş olmalıydı. Çok daha sertti, Minho'yu bir kez daha elinden kaçırma riskini almaktan kaçınıyordu. Bunun başındaysa öncelik Felix'i ortadan kaldırmakla başlıyordu. "Beni evine götürmelisin Changbin, saat geç oldu. Bir geceliğine seninle kalmama-"

"Aklından bile geçirme. Bir girince bir daha çıkmak bilmiyorsun. Seni sürüklemekle uğraşamam." Changbin sarışını ne zaman evine alsa içeriye neşe getirdiği gözlemlemişti ancak o tüm gün görevdeydi, yorgundu ve Felix'ın dırdını çekemezdi.

KÖR-MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin