>2<

715 85 78
                                    

" durumu nasıl, doktor?" sonunda ameliyathanenin kapısı açılmış, içeriden orta yaşlı suratsız bir doktor çıkıp yanına gelmişti. Jisung saatlerdir hastane koridorlarında volta atmaktan kan ter içinde kalmıştı.

" iyi desem yalan olur. Siz Bay Minho'nun nesi oluyorsunuz, birinci dereceden akrabası mı?" dedi doktor tek kaşını kaldırıp şüpheyle Jisung'u süzerken. Jisung ise daha sadece adını bildiği bir yabancıyı neden merak ettiğini sorguluyordu.

" ah şey, aslında onunla hiç tanışmadık" dedi çekingence. Doktor'un ise bu sefer kaşları çatıktı, kara kara bir şey düşünüyordu.

" o iyi mi doktor bey, görebilir miyim?" başını doktorun omzunun üstünden uzatarak ameliyathanenin içini görmeye çalıştı ancak nafileydi. Doktor ise dalgın halinden çabucak sıvışmıştı.

" dedim ya, iyi değil. Ailesine ulaşabildiniz mi?" Doktor umursamaz ve kibirliydi. Bu Jisung'un giderek kızarmasına neden oluyordu. Söylememek için daha ne kadar gereksiz soru sorabilir diye düşündü.

" ailesi yolda, artık söyler misiniz? Bay Minho'ya ne oldu, sadece merak ediyorum" dedi dişlerini sıkarken. Doktor bilmiş bir edayla konuşmaya başladı.

" Bay Minho kaza sonucu başını sert bir yere çarpmasıyla kapalı kafa travması geçirmiş. Çoğu trafik kazasının vazgeçilmezidir bu. Ancak Bay Minho pek şanssızmış, bu kazadan sadece yarılmış bir kafayla kurtulamadı. Beyninin hasar aldığı bölgeden dolayı basit bir dikişten çok ağır bir ameliyat geçirdi. Bunun nedeniyse..."

" konfabulasyon Bay Jisung, hiç duymadığınıza eminim. Konfabulasyon; bellek boşluğu sonucunda, bilinçte herhangi bir etkilenme olmaksızın, istemsiz olarak ortaya çıkan masal anlatma ve gerçek dışı bilgiler uydurma olarak tanımlanır. Süresi değişkendir ancak çoğunlukla görülen kişilerin bunu kısa bir sürede atlattığını söyleyebilirim"

" Bay Minho'nun yakalandığı bu hastalık nadir görülür, şu ana kadar hiç böyle bir hastayla karşılaşmamıştım. Ameliyat sona erdiğinde gözü açıktı, asistanlarımsa ondan ailesine ulaşabilecekleri bir numara istiyordu. Ancak Bay Minho şok edici bir şekilde konuştu, ailesini  yıllar önce kaybettiğini söyledi. Ne yazık ki bu doğru değildi, Bay Minho'nun anlattıkları yalnızca bir öyküden ibaret. Son aramalarına bakıldığında öğle saatlerinde annesi ile konuşuğunu gördük"

" ama annesini nasıl ölmüş kabul edebilir ki?!" Jisung'un adeta kanı donmuştu. Daha önce bu hastalığı duyduğunu sanmıyordu. Minho denen adamın ailesi bunu öğrendiğinde muhtemelen yıkılacaktı. Keşke elinden bir şey gelseydi.

" Bay Minho'nun bunu bilinçli olarak  yaptığını mı zannediyorsunuz? Hayır tabii ki, bu elinde değil. Size annenizin ölü olduğunu söylesem bana inanır mıydınız? "

Bulundukları kata bodoslama dalan bir grup insanla herkes kafasını o yöne çevirmişti. Burukça gülümsedi Jisung, Minho'nun annesi bu kadın olmalıydı. Oldukça minyon biriydi, aynı zamanda yaşına göre bakımlı olduğu söylenebilirdi. Yanındaki babası olduğunu düşündüğünü adamsa uzun ve inceydi. Seyrek saçları ve buruşuk bir yüzü vardı. İkisinin de gözünden korku fışkırıyordu.

" ah, şimdi anlıyorum sanırım"

Doktor Bay ve Bayan Lee'yi takmadan bilmişçe konuşmaya devam etti. Orta yaşlı çifte oğullarının durumuna anlatmak işi başından aşkın bir hemşireye düşmüştü.

" bu arada sizi uyarırım, Bay Minho'ya hasta olduğunu söylemekten kendinizi sakının. Bu kişiler hasta olduklarını katiyyen reddeder, onlar hep haklıdır. Bir bakımdan kime söylerseniz buna inanmaz zaten. Hasta olduklarını iddia ederseniz kelimenin tam anlamıyla kafayı sıyırabilirler. Bu yüzden dediği hiçbir şeyi inkâr etmeyin lütfen"

KÖR-MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin