>39<

204 24 12
                                    

"Aptal Changbin hiçbir boka yaramadığımı düşünüyor. Elimde tabloyla döndüğümde ne tepki verecek dersin? Yüzünün ifadesini hayal bile edemiyorum, eminim şu an bir köşede ölüp gittiğimi zannediyor. Beni çok merak etmiş olmalı, değil mi?" Felix, yaslandığı hastane duvarından ileride, hastane kapısının önünde etrafı adamlarıyla çevrili Dennis'i gözetlemekle meşguldü.

Yanında, suç ortağı olarak gördüğü Matteo'nun saatlerdir nefes almadan konuşarak başını şişirdiği ortadaydı. Felix ile gizli göreve çıkmak başına büyük bir sorumluluk almak demekti. İşin garip yanıysa Felix, kafası bu kadar havada olmasına rağmen asla başarısız olmaz ve Matteo'yu her defasında şaşkına uğratırdı.

"Madem kendine bu kadar güveniyorsun, neden beni çağırdın ki? Kız arkadaşım senden nefret ediyor, bir hafta sonumuzu daha mahvettin." dedi Matteo kısık sesle onu azarlayarak. İkisi de Chan için çalışan birer ajandı, şirkette tesadüfen karşılaşmışlar ve kaynaşabilmişlerdi. Yoksa Felix ondan çok daha üst birimlerde çalıştığı için Matteo gibi çaylakların Felix'le herhangi bir görevde ortak olması imkansızdı. Felix yalnızca kafasına esen görevlerde ona torpil geçerdi o kadar.

"Kız arkadaşına başlatma şimdi, beni kıskanmaktan ortadan ikiye çatlamak üzere. Hatırlamıyor musun, estetik cerrahına benim fotoğrafımı gösterip mükemmel burnumun aynısından yaptırmaya çalışmıştı. Emin ol yüzüme sahip olmak için seni satabilir." Felix için kendini övmekte üstüne yoktu.

"Hadi ama, nerenden uyduruyorsun bunları?! Cianna yalnızca senden haz etmiyor. Ne zaman yan yana gelseniz durmadan sataşıyorsun kıza."

"Hiçbir kız beni sevmez, güzelliğimi ve kusursuz oluşumu kıskanıyorlar. Dennis de bunların içinde. Tabloyu ondan aldığımda sinirden kendini yolmasını zevkle seyredeceğim. Zavallı, o küçük aklıyla beni alt edebileceğini düşünüyor. Ne kadar acınası." Felix, dalga geçerken bir hayli eğleniyor ve şeytani bir gülüşle Matteo'ya göz kırpıyordu.

Matteo ise hâlâ sevgilisini savunma durumundaydı. "Cianna en azından beni önemsiyor. Changbin'se suratsızın teki. Madem sen bu kadar özel birisin, neden kendini ona kanıtlama ihtiyacı hissediyorsun? Dur tahmin edeyim, gözünde değer kazanma çabasındasın haksız mıyım?"

Felix üstelemedi, ona göre Changbin'i gömen biri her ne söylüyorsa haklıydı çünkü. "Tam üstüne bastın. Changbin bu dünyadaki en kuru odun ve tabloyu aldığımda gidip bunu onun kıçına sokacağım. O zaman beni hafife almak neymiş görecek." dedi Felix ve anlık gelen cesaret ve hırsla Matteo'yu kolundan tuttuğu gibi içeri sürükledi.

Dennis'in adamları hastanenin önünde beklerken genç kız tek başına içeri girmişti. Üst kattaki bir odaya girene dek ikili onu takip etmiş ve içerideki hastanın Bay Halper olduğunu anlamaları pek zaman almamıştı. Tıpkı Minho'nun acısının giderek artması gibi hayatı parçaya bağlı olan Bay Halper daha yaşlıydı ve çoktan yataklara düşmüştü. Parça bulunamadığı sürece yaşamını yitirmesi an meselesiydi.

Felix, içeri dalmadan önce Matteo tarafından durduruldu. O genelde hep bir plana bağlı harekete geçerken sarışın bu tarz durumlarda düşünme gereği duymazdı. Kafasında her şeyi birkaç saniyede tartacak ve karar verebilecek kadar profesyonelleşmişti işinde.

Matteo hastane odasının kapısını tutan Felix'i durdurup "Öylece dalacak mıyız yani? Dennis'ten bahsediyoruz, kurnaz ve kıvrak zekalı bir kızdır o, bu tür oyunlarda kolay kolay yem olmaz. Köşeye sıkıştırılacak kadar saf olmadığı konusunda hemfikiriz diye düşünüyorum." dedi ve tek kaşını kaldırdı.

Fakat beklediği onay Felix'ten gelmemişti. Sarışın omuz silkip oldukça rahat görünerek konuştu. "Yine de bu insan olduğu gerçeğini değiştirmez. Dennis hata yaptı, bir ayrıntıyı gözden kaçırdı. Yani beni." dedi Felix ve beklemeden içeri girdi. Tam istediği ortam çoktan oluşmuştu. Karşısında yıllardır onu intikam ateşiyle yanıp tutuşturan o kişi duruyordu. Dennis elindeki tablo ile savunmasızdı. Kaçacak yeri kalmamıştı.

KÖR-MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin