Uzun bir geceydi.
Jisung ne kadar denese de gözüne bir damla uyku girmedi, aklından geçen her türlü kötü seneryo gözünü yumduğu gibi önünde canlandı. Yatakta saatlerdir dönüp dururken gün yavaştan doğuyordu.
Yanında dağınık saçları ve hafif şişmiş dudaklarıyla Minho, kendisinin aksine oldukça iyi bir uyku çekiyor gibiydi. Tüm gece yaptığı gibi Jisung onun güzel yüzüne odaklandı. Kendisine güç veren ve moral kaynağı olan tek şey buydu. Minho'nun kusursuz yüzünü geceler boyu seyredebilirdi.
Jisung'un hassas noktası Minho'ydu, ona nasıl yalan söyleyebilirdi ki? Ona baktıkça kirli hissediyordu, Minho kendisine bu kadar değer verirken, Jisung onun arkasından iş çevirmeyi kendine yediremiyordu. Şansı olsa asla yapmazdı ancak başka bir seçeneği yoktu.
" Minho'nun beni hatırlamasından korkuyorsun. Bu yüzden onun iyileşmesini istemiyorsun"
Jisung bunun bencilce olduğunu düşündü ancak Dennis bir yılan gibi sinsice onun kanına girdi ve kulağına bir şeytan gibi fısıldadı. Jisung o sesleri hâlâ duyuyordu, Dennis ona ne yapmıştı böyle?
" eğer teklifimi kabul edersen, Minho iyileşse dahi hep sana ait olacak"
Bu teklif Jisung'a cazip geldi. Dennis Jisung'u etkileyemeyi başardı ve onu ikna edebilirdi. Jisung onunla el sıkışmakla hata mı etmişti?
" sen onu seviyorsun, biliyorum. Ona karşı bunca fedakarlıktan sonra Minho'nun bana gelmesi hiç adaletli olmaz, öyle değil mi? Bırak Minho sana gelsin, benim ne tür bir pislik olduğumu anladığında senin kollarına koşacak. Benimle anlaşırsan yaptığın bencillik olmaz, sadece adalet sağlanır"
Jisung onu haklı buldu, Minho'yu şimdi bırakıp gidebilirdi ancak yapmıyordu. Elbet bir karşılık alacaktı, o ideal bir erkek arkadaştı, Minho'yu hakettiğini düşündü.
Minho onundu ve ona yüzsüzlük taslayan, soğuk, sahte ve duygusuz bir kız arkadaştansa, Jisung gibi onu kalbi için seven biriyle olması daha mantıklıydı. Jisung Dennis'in teklifini kabul ederken bunu sadece Minho'nun iyiliği için yaptığını durmadan tekrarladı.
" küçük bir parça, maddi değeri olmayan bir aile yadigarı ve benim için çok kıymetli. Minho'nun sadece bir hurda olarak adlandırdığı gereksiz bir zımbırtı. Onu çok iyi saklıyor"
Onu bulursa her şey biterdi. Yalnızca biraz zaman, sabır ve güven gerekliydi. Jisung Minho'dan onu alabilmek için ona daha yakın olmalıydı. Daha yakın, sadece küçük bir parça için.
...
" rüyamın en güzel kısmındayken uykumu böldün ve konuşmak yerine yaklaşık 15 dakikadır parkeyi inceliyorsun" Hyunjin önündeki sehpanın üzerine uzattığı ayaklarını indirdi ve Jisung'u sertçe dürttü. Bu sessizlik can sıkıcı bir hal almaya başlamıştı.
Jisung ise stres ve bunun getirdiği uykusuzluktan dolayı perişan haldeydi. Hyunjin'i sabahın köründe ayaklandırıp evin terasına sürüklediğini bile unutmuştu. Sahi, ne konuşacaklardı ki?
" ah, üzgünüm"dedi Jisung yorgun çıkan sesiyle." gece hiç uyuyamadım da"
" Minho yüzünden mi? Evet biliyorum, gece uykusunda konuştuğundan olmalı"
" hayır, sadece kafam çok karışık. Minho tabii işin içinde ancak bu daha çok beni ilgilendirir. Çok kararsızım, sence-"
Jisung tam Dennis'ten bahsedecekken durdu. Daha yalnızca adını bildiği bir yabancıya bunu anlatacak kadar aptal değildi. Hem, Hyunjin dün neden bir anda ortaya çıkmıştı? Şimdiye kadar nerelerdeydi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÖR-Minsung
FanfictionLee Minho ve Han Jisung'un kaderlerinin ilk kez kesiştiği noktada bir trafik kazası yaşandı. Lee Minho kazayı ağır yara almadan atlatabilse de, zihninin işleyişinin büyük bir oranda değişim gösterdiğinden habersiz. Geçirdiği hafıza kaybından dolayı...