>38< (M)

370 24 32
                                    

selamlar nasilsiniz umarim iyisinizdir

gordugunuz uzere bolum basli basina smut rahatsiz oluyorsaniz lutfen okumayin zaten bir tek bu bolum cinsellik iceriyor ficte baska smut bolumu olmayacak ona gore soyliyim dedim

umarim begenirsiniz iyi okumalar <3

...

Milano'da ılık bir geceydi, etraf tüm sesleri yutmuş ve başbaşa kalmak isteyenler için kusursuz bir ortam hazırlamıştı. Sonuna kadar açık cam tül bir perdeyle örtülmüş, sıcak bir esinti içeri sızıyor ve bedenlerini dolaşıyordu yavaşça. Jisung ensesini okşayan bu tatlı esintiyle hoşnutça mırıldanmıştı.

Çift kişilik yatağın ortasında uzanıyordu Minho, üzerinde bacaklarını iki yana yerleştirip kasıklarına oturmuş Jisung onu seyrediyor, ikili dakikalardır bakışıp arada birbirlerine kısa kısa öpücükler bahşediyorlardı. Gökyüzü uyanıktı, çifti seyrediyordu, uykudan eser yoktu. Bu gece yalnızca doruklarında hissedecekleri zevkleri ve tenlerine yansıyacak ay ışığı onlara eşlik edecekti.

Aşk tanımlanamazdı ancak kolay bir duygu olmadığının her ikisi de farkındaydı. Kimileri aşk insanıdır, kalplerini ve ruhlarını bu duyguya adar, çoğu zaman gerçekliğinden şüphe etmez. Kimileriyse aşkın yanlış tanımlandığını, aslında kısa süreli zevkler yerine çok büyük anlamlar taşıdığına inanır.

Jisung şimdiye kadar aşık olduğunu hissetmişti, yanıldığının ise yeni yeni farkına varıyordu. Birkaç aylık, belki de günlük süren ilişkiler yaşamış, çoğundan sıkılmış ve anlaşmazlıklara düşmüştü. Oysaki şimdi anlıyordu, basit hoşlantılarını, geçici zevklerini aşk olarak adlandırmamalıydı. Çünkü o aşkı Minho'da bulmuştu ve daha önce kimse ona bunu hissettirmemişti.

Kalbi kırılmıştı, çoğu kez umutsuzluğa düşmüş, ondan nefret bile etmişti. Ancak o bu hastalığa yakalanmıştı işte, Minho'yu iyileştirmeye çalışırken kendi kendini hasta etmişti. Çünkü kalbi hâlâ onun adını sayıklayarak her saniye atıyor, aklı ise çoktan onu affettiği konusunda ısrar ediyordu. Elbette Jisung buna karşı koyamazdı.

Minho'yu tekrar tekrar üzülecek olsa da affediyordu, çünkü aşk böyle bir şeydi. Onu kusurlarıyla, hatalarıyla, çok yanlış olsa da günahlarıyla kabulleniyor ve öyle seviyordu. Birçok açıdan yanlış sayılsa kalbi ve aklı bas bas bağırıyorken Jisung buna karşı koymaktan vazgeçeli saatler oluyordu.

Eline kadife rengi bir örtü aldı Jisung, Minho'nun göğsüne eğildi ve yüz yüze gelmelerini sağladı. Minho gözlerini kapalı tutuyordu, nedeni oldukça basit. Teleferikten eve gelene kadar, bu birkaç saatlik süre az gibi gelse de Minho'nun tamamen kör olmasına ramak kalmıştı. Yakınında, aralarında neredeyse mesafe bulunmayan Jisung'u oldukça bulanık ve karaltı halinde görmeye başlamıştı.

Minho gülümsüyordu, ancak ne hissediyordu hiçbir fikri yoktu. Belki de bu acının tatlı tebessümüydü, belki de iyileşeceğine dair tek umudunu bir gülümsemeye sığdırma çabasındaydı. Artık tamamen kör olduğunu, dünyanın kapkaranlık olduğunu gözleriyle görüyordu. Çünkü melek sesi kulaklarına dolan sevgilisi yanı başındayken onun güzel yüzünü göremiyordu. Jisung'u görememek Minho için son noktaydı.

Gözlerine örtünen kadifeyle bileğini kavradı Jisung'un. Kelimelere ihtiyaç duymuyordu, onu içine çektiği derin öpücükle yalnızca duygularını döküyordu. Jisung tamamen üzerine yerleştiğinde, aralarındaki tek engel gereksiz kumaş yığınlarından ibaretti. Onlardan kurtulmalarıysa birkaç saniye içinde gerçekleşmişti.

Minho, sanki izleniyormuşçasına elini yatakta dolaştırarak ince pikeyi Jisung'un sırtını örtecek kadar üzerlerine çekti. Küçüğü hissetmemişti bile, o dudaklarına çoktan teslim olmuş, sadece sevdiği adama sahip olmak için kıvranıyordu.

KÖR-MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin