❄️
Keyifli okumalar dilerim.Seher hanım karşısında eltisini gördüğünde afalladı:
-Medine?
Medine hanım Kader'i tutup omuzundan kendine çekti:
-Ne duruyorsunuz öyle kapıda geçiverin içeriye.
Sühan üzerindeki kabana sıkıca sarıldı. Ona kalsa dönüp gitmelilerdi buradan. Annesinin peşinden içeriye adımını attı bir şey söylemeden. Etrafına hızlı bir göz attı. Bu ortamda bulunmaktan rahatsız olduğu gözlerinden okunuyordu. İçten içe de hayal kırıklığı hissetti bir yanı...İsimsiz. Adlandıramadı...
Orta yaşlarda bir adam onlara yaklaşıp gülümseyerek içeriye buyur etti onları. Gözleri tekrar etrafta dolaştı. Görmek istediğini görememek hezeyana uğramasını sağladı. Cam kenarındaki sade berjere çökerken annesini dur göz hapsinden ayırmadı. Bir yanı buradan kalkıp gitmesi için ona buyruklar verirken diğer yanı mantıklı davranması ve dikkat çekici hareketlerden kaçınması gerektiği konusunda baskı yapıyordu. Hemen solundaki koltuğa oturan kadın baştan ayağa kadar süzüverdi onu. Üzerindeki gözlerden rahatsız olarak huzursuzca kıpırdandı. Yanlış yerdeki yanlış gibi hissediyordu kendisini. Çalan kapı zilinden birkaç dakika sonra Yılmaz salonda göründüğünde dikkatle baktı adama. Şaşırmış görünüyordu o da...En az kendileri kadar:-Bana emrivaki yapmadan geleceğini haber vermeliydin anne.
Medine hanım çokta umursamadı:
-Ay evladım öyle şey olur mu...Oğlumun evine istediğim gibi girer çıkarım tabi.
Yılmaz Seher hanımın oturduğu koltuktaki boşluğa otururken söylendi:
-Ben bekar bir adamım anne, böyle düşüncesizce yapılmış gelişi güzel şeylerden hoşlanmam bilirsin.
Medine hanım huzursuz bir tavırla kıpırdandı:
-E evladım sana gel dedik gelmiyorsun. Daha ne kadar erteleyelim insanları.
Yılmaz'dan önce Seher hanım konuştu:
-Ne ertelemesi Medine?
-Yahu nişanı diyorum elbette, bizimde bir saygınlığımız var.
Sühan duyduklarıyla deyim yerindeyse dumura uğramıştı. Nasıl bir çıkmazın içine girmeye çalıştı az evvel yengesi tarafından dolaylı da olsa yüzüne çarpılmıştı. Yılmaz'ın ok gibi bakışları yeşillerini buldu. Adamın gözleri kendisinden ufak bir hareket bekliyormuş gibi sabitti. Bir şey yapmadı...Bir ima kastetmedi. Her ne kadar hoşuna gitmiyor olsa da bu günün bir gün geleceğini de pekala kendisi biliyordu. Sühan'ın ifadesiz boş bakışları içini eritmişti adamın. Yüreğine karlar yağdırmış, buz kestirmişti. Yutkunup önüne döndü. Annesi ve yengesi hararetle bir şeyler konuşuyorlardı fakat etrafındaki tüm sesler anlamsız geliyordu ona. İçi dağlandı...çok, daha çok. Eli kolu bağlanmak, imkansızın içinde oluru aramak tam olarak onun yapmaya çalıştığı şeydi... Bile bile gözünü kapatıp yasağı kabullenmek... Bir günahın altında ezilmeyi göze almak... Kadına suç bulmadı. Biliyordu ya onun bir göz kırpışına dahi gökyüzünden yıldızları indirirdi...
Biraz sonra Summerset içeriye girmiş. Kibar bir üslupla akşam için masanın hazır olduğunun haberini vermişti. Yılmaz konuklarına yol gösterirken kendisi en arkada kalmış Sühan ise hemen önüne düşmüştü. Peşi sıra ilerlediği kadının etek boyu çıldırmasını sağladı. Mini etek her bir adımında kalçaları üzerinde ahenkle kıpırdanıyor yerine oturuyordu. Öfkelendi... Ne diye böyle bir elbise giymişti Allah aşkına! Dolabında bunlardan kaç tane vardı...! Üstüne üstlük evdeki tek erkekte kendisi değildi. Nihayet masaya vardıklarında herkes yerini aldı. Yemek sakin bir sohbet içerisinde geçmiş Sühan ve Yılmaz gerekmedikçe pek konuşmamıştı. Seher hanım yemekten bir süre sonra ayaklandı:

ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAHREM
RomanceDİKKAT! Yetişkin içerik barındırır. 18 yaşından küçüklerin okuması sakıncalı ve uygunsuzdur. Onun ateşiyle yanarken onun sana yasak olduğunu bilmek... Aradaki kalın çizgilerle belirlenmiş sınırları gözünü kırpmadan aşabilir misin? Yasak olduğunu bi...