15/Dildar

5.2K 185 86
                                    


❄️
Keyifli okumalar dilerim.

Gözleri sinirle kadını bulduğunda iç çekip içinin öfkeyle dolmasına izin verdi. Maviler içinde süzülen kadının kendi gözlerine denk gelmesini bekleyerek sabretti. İşte yakalamıştı o yakıcı zümrüt gözleri.Kendi içinde patlayan volkan gözleri aracılığıyla kadına aktarılsın diye buz gibi bir ifadeyle baktı. Sühan iliklerine kadar titrediğini hissetti. Hiçte onaylayan bakışlar değildi adamın gözlerindekiler.
Yılmaz pişkin bir tavırla onu kolundan tutup masaya getiren Ferhat'a ayrı bir sinir olmuştu fakat adamın ne suçu vardı Allah aşkına! Saçmasapan düşünceler içerisinde olduğunu düşünüp aceleyle başından savdı hepsini. Bu gece işiyle ilgileneceğine dair kendi kendine söz vermişti. Kadın yokmuş gibi davranacaktı.

Adam etrafındaki hanımlarla konuşuyor geldiği an hariç yüzüne dahi bakmıyordu. Sühan önündeki kadehe ojeli tırnaklarını tıngırdattı. Fazla mı üzerine gitmişti...Onu çok mu kırmıştı...? Hele o buz gibi boş bakışları yok muydu ara ara gerginlikle ofladı. Ferhat yanındaki kadına döndü:

-Sıkıldınız mı yoksa?

Sühan'ın tembel bakışları ona dönerken kafasını sağa sola salladı:

-Gayet iyiyim teşekkür ederim.

dedi Yılmaz'ın yanına yaklaşıp elini omzuna koyan kadına bakarken. Gözlerini kısıp emin olmak için dikkatle bir kez daha baktı tanımak istercesine. Yanılıyor olamazdı ya da şayet kendisi kördü. Daha bu sabah muayenehanesine gelen ünlü manken değil miydi o...Sinirle burun kemerini sıktı. Ne bekliyordu ki sanki...Yılmaz yakışıklı ve zengin bir adamdı ki elbette etrafında böyle kadınlar olacaktı. Yüreği kavruldu diliyle dudaklarını ıslattı...Gözlerini tekrar adama kaldırdığında içine işleyen buz dağlarının esiri oldu tekrar. Adam aheste bakışlarla dilini yaladığı dudaklarına indirdi gözlerini. Sühan derin bir nefes aldı. O da otomatikmen adamın dudaklarına indirdi bakışlarını. Aradaki uzaklık bir masa olmasına rağmen gerilim elle tutulurdu. Neydi bu hissettiği...Baldırlarından yukarıya sızılar halinde gelen?

Kafasını tersi yöne çevirip sert bakışların odağı olmaktan kurtardı kendisini. Tam o sırada salonu dolduran slow müzikle etraf lol ışıklarla bezendi. Bu adamlar gerçekten bu işi iyi biliyor diye düşündü. Her şey o kadar mükemmel görünüyordu ki göze batacak hiçbir unsur bulunmuyordu. Ortadaki açık alanda birbirleriyle dans eden çiftler karanlık bir halde yansıyordu ve ışık huzmesi ara ara aralarından kendine yol yaparak geçiyordu. Ferhat kadına döndü:

-Bu dansı bana lütfeder misiniz rica etsem?

Kadın tereddütle baktı adamın uzattığı ele. Hayır demek istiyordu fakat buraya gelmeyi de kendisi kabul etmemiş miydi...Bütün gece somurtup kalacak ve ona ayıp etmiş sayılmayacak mıydı...Gözlerini kapadı ve elini uzattı. Elini kavrayan yumuşak el kadını hafiften kendine çekerken itiraz istemeyen sesiyle resmen eli havada kalan Ferhat'a ayar veriyordu:

-Doktor'un vadesi geçmiş bir sözü var. İzninizle...

Yılmaz elini kavradığı kadının gözlerini şaşkınlıkla açmasını beklemeden onu belinden kavradığı gibi çoktan piste çekmiş dans eden insanların arasına sokuvermişti. Etraf kalabalıktı ve kimse kimseye dikkat etmiyor gibi görünüyordu. Kadının avucuna serdiği parmak uçları üşümüştü her zamanki gibi...

Flashback

Çocuk gerisinde kalan kıza baygın bakışlarını gönderdi:

MAHREMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin