21/Biz neyiz?

4.2K 142 228
                                    



❄️

Keyifli okumalar dilerim.

Kadın yavaş adımlarla kalabalığa döndüğünde gözleri adamı aradı. Sonunda onu bulduğunda hemen yanında Hakan'la hararetli bir şeyler konuştuğunu gördü. Kolunun tekini teras tırabzanına dayamış diğer eline de yeşil renkli bir kokteyl almıştı. Henüz ona doğru adımlayacaktı ki bir el kibarca omzuna dokunmuş onu kendisine dönmeye zorlamıştı. Elin sahibine döndüğünde Ferhat en içten gülümsemesiyle bakıyordu ona. Kibarca gülümseyerek selam verdi:

-Merhaba.

-Sühan hanım sizi burada görmeyi beklemiyordum.

-Son anda verdiğim bir karardı.

diye açıklama gereği duydu Sühan. Sırtına batan yakıcı bakışları hissediyordu. Yılmaz onu çoktan farketmiş olmalıydı...ve tabi Ferhat'ı da. Dikkatini konuştuğu kişiye sabitlemeye çalıştı:

-Bana bir yemek sözünüz vardı...

-Üzgünüm ama şu aralar yoğun olarak çalışıyorum.

diyerek geçiştirmeye çalıştı Sühan. Adama yanlış bir şey söyleyip ümit vermek istemiyordu. Ferhat anlayışla kafasını salladı:

-Buna inanırım. Fakat mutlaka küçük bir kaçamak yapma şansınız vardır?

Ne diyeceğini bilemedi. Bu kadar ısrarcı olmasına ne gerek vardı sanki...Tam yeni bir bahane uydurmak için ağzını açmıştı ki arkalarından gelen başka bir adam Ferhat'ın omzunu sıkarak onu kendine çevirdi ve erkekçe selamlaşıp onunla konuşmaya başladı.

Sühan rahatlamıştı. Daha fazla uzatmadan elini kaldırıp kısa bir selam verdiğinde bakışları Yılmaz'ın olduğu yere döndü. Yerinde yoktu...
Her yana dikkatle baktı fakat adam gerçekten de kaybolmuş gibiydi. Zaten davetliler de gittikçe azalıyordu. Yoksa o da gitmiş olabilir miydi...? Hüsranla çıkışa doğru yönelmişken bir garson yanına yaklaşıp onu yönlendirdi:

-Bu taraftan efendim.

Sühan bir anlam veremeden adamın suratına bakakaldı. Garson onu bırakmış çoktan ilerlemeye başlamıştı bile. Söylenene uyup adamı takip ettiğinde farklı bir çıkıştan çıktıklarını fark etti. Biraz sonra açık havaya çıkmışlardı ki önlerinde bulunan arabanın farları yanıyordu. Arabanın içerisinde Yılmaz'ı gördüğünde rahatlayıp garsonun açtığı kapıdan içeriye bindi ve kapıyı kapatmasına izin verdi. Biner binmez bir şeyler söylemek için ağzını açtı kapadı. Sanki biraz evvel Ferhat'la konuşmuş olması Yılmaz'a karşı ayıp etmiş gibi bir düşünce var etmişti onda.

Yılmaz bir şey söylemedi, doğrusu aklından kadının aklından geçen teranelerin biri de geçmiyordu ki zaten Ferhat'ı konuşmaya çeviren adamı bizzat kendisi göndermişti. Az evvel yaşanan şeyden ötürü içi içine sığmıyor ergen triplerine girmiş yeni yetme çocuk gibi hissediyordu kendisini. Araba asfalt yolda kaymaya başladığında kızı evvela evine bırakmaya karar verdi. Azıtmaya gerek yoktu, bazı şeyler anlık olmalı ve tadında kalmalıydı. Onun oturduğu lüks sitenin içerisinde girdiğinde aracı müsait bir yerde durdurup ona döndü:

-Geldik.

Sühan kendisiyle cebelleşiyordu. İçi ister istemez burkuldu. Bir şekilde onu kırdığını düşünüyordu. Ani bir kararla ona döndü:

MAHREMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin