❄️
Keyifli okumalar dilerim.İçi içini yiyordu. Nasıl olur da bu kadar kısa süre içinde dönüp gidebilirdi bu adam. Hüzünlü hali annesinin de dikkatini çekmişti ki sordu:
-Zehra ne halin var senin böyle? Gören de Karadeniz'de gemilerin battı sanacak!
Aceleci bir bahane sıraladı:
-Konak neşeliydi ne güzel şimdi herkes gitti.
-Haklısın evladım. Evlatçıklarım gelmişti ne güzel. Birden bire gidiverdiler.
Medine hanım mutfağa girip Hacer'e seslendi:
-Hacer Yılmaz'ın odasına bir sürahi bırakıver.
-Tabi hanımım.
Zehra önündeki pirinç tabağını itip ayağa kalktı:
-Ana çok sıkılmıştım ya zaten ben götüreyim mi hemen?
-Peki madem, şu cam olanı doldur da çıkart.
Kız hevesle onaylarcasına başını salladı ve söylenen sürahiyi eline alıp hızlıca doldurduğu gibi mutfaktan çıktı. Onu bir daha hiç yalnızken göremeyeceğini düşünüyordu ya bu ona gelmiş bir lütuf gibiydi.Merdivenleri tırmanıp adamın odasının önüne kadar geldi ve kapıyı tıkladı. İçeriden gelen gür bir komutla kapıyı açıp adımını içeriye atar atmaz kıpkırmızı olmuştu. Adam altında bir pijamayla üstü çıplak halde yeni yıkamış olduğu saçlarını kurutuyordu. Derince ve hayran bir iç çekti. Deyim yerindeyse az kaldı ağzından sular akacaktı. Yılmaz elinde sürahiye dikilen Zehra'yı görünce durdu:
-Geç Zehra bırak şöyle, teşekkür ederim.
Kız gösterilen komodinin üzerine sürahiyi bırakırken yan gözlerle adamı kesmeyi de ihmal etmiyordu. İyiden iyiye eğildiği için büyük göğüsleri badisinden dışarıya çıkacakmış gibiydi. Adamın gözlerinin kendisine kaymasını istiyor gözleri ona hayranlıkla baksın diye dua ediyordu. Yılmaz o yana dönse de aklı sanki başka bir yerlerde olduğundan kendisine göz ucuyla dahi bakmadı ki üstüne üstlük onu en sinir edecek şeyi söyledi:
-Çıkabilirsin Zehra.
Sinirle doğruldu kız. Yeterdi artık bu kadarı dayanamayacaktı. Bu adam ne yaparsa yapsın onu görmüyor ya da bilerek görmezden gelmekte ısrar ediyordu. O görmüyorsa kendisi gözüne sokmasını bilirdi. Adama doğru ilerleyip önünde durdu. Heyecanlıydı...Uzanıp boyunun yettiğince adamın dudak kenarına uzun bir öpücük bıraktı. Yılmaz şaşkınlıkla olan biteni anlamaya çalışıyordu. Ne bok dönüyordu burada da bu koz böyle bir şeye kalkışmıştı. Kızı kolundan kavrarken hiddetle konuştu:
-Ne bok yiyorsun sen!?
Zehra kolunun acımış koluyla dolan gözlerini adamın gözlerini dikti:
-Sen de beni gör artık beyim.
Yılmaz iyiden iyiye sinirlenmişti:
-Sen neler söylediğinin farkında mısın Zehra! Seni kardeşim gibi görüyorum ben!
Bu cümleler yetmişti kızın yıkılması için. Adamı sertçe itti:

ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAHREM
RomansaDİKKAT! Yetişkin içerik barındırır. 18 yaşından küçüklerin okuması sakıncalı ve uygunsuzdur. Onun ateşiyle yanarken onun sana yasak olduğunu bilmek... Aradaki kalın çizgilerle belirlenmiş sınırları gözünü kırpmadan aşabilir misin? Yasak olduğunu bi...