22

470 50 3
                                    

Zekiye'den

Geleceğimle ilgili hayal kurarken hep eşimin beni anlayan onaylayan biri olmasını istemişimdir. Çünkü beni anlamayan biriyle yaşamak harika olurdu...! Ama ettiğim duayı ya eksik ya da yanlış mı ettim nedir bilmiyorum. Delireceğim. Hayır ben sevinmek istiyorum. Okan çok iyi. Gerçekten sağ olsun. Ama ne bileyim! Bu nedir ya!

O gün onunla konuştuktan sonra ben dediklerini annemlere de iletmiştim. Annem damadının her şeye tamam dediğini duyunca çok sevinmişti ama onun ailesi çok olumlu bakmamıştı dediklerime. Ama o onları dinlemek yerine sadece benim dediklerimi söyleyip durmuştu. Ah! Birde sabaha kadar telefonda Zeynep ve Çiğdem ile durum değerlendirmesi yapıp durmuştuk ama sonuç ne oldu 'yan yana gelince ayrıntılı konuşalım' oldu.

Zeynep dayanamayıp yalvar yakar gittiği okuldan iki hafta sonra geri döndü. Sırf meraktan insan üstten aldığı dersi bırakıp gelir mi? Ben gelmem. Ama bilmiyorum şimdi konu kardeşim olsa... Tamam gelirim. Babam Zeynep'i otogardan alıp eve bıraktıktan sonra gitmişti. Ve geldiğinden beri ona telefonda anlattığım şeyleri milyonuncu kere bana tekrar anlattırıyordu. Şükür ki Süleyman'ın ağlamaları, maması, oyunu arasında mola veriyordum. Sanki ben değil o evleniyordu!

Ah birde herkesin şu beni gördükçe 'ah yavrum taze gelin olacak kuzum' şarkısını söylemesi beni canımdan bezdirmişti. Tamam. Evleniyorum ama kardeşim bir dakika ya. Saniye de bir hatırlatıp durmasanıza.

Süleyman'ı kucağıma alıp bahçeye çıkınca babamda gelmişti. Ben merdivenden inerken babamı görmemle ona selam vermiştim ki arkasından gireni görmemle durmuştum. Baba! İki hafta oldu sözleneli ve neredeyse her gün Okan'ı bize çaya getiriyor.

Ha birde yarın Allah nasip ederse nikahımız var. Tam 1 ay 15 gün sonra da düğün. Ev bizim köydeki Naciye teyzenin kiralık evi olacak. Zaten 2+1 küçük tatlı bir ev. Yeter bize yani. İşe kaldığı yerden devam edecekmiş. Yani her gün toplamda 8 saati yolda geçecek. Bunu nasıl kabul etti anlamadım. Ailesi bu durumdan hoşnut görünmemişti. Ama Selim dede bir şey demelerine müsaade etmeden 'bırakın kendi kararlarının sorumluluğunu alsın.' demişti. Herkes susuvermişti ama ne bileyim işte. Garip bir hal. Ne desem evet tamam diyor.

" Zekiye?!"
Babamın sesiyle daldığım alemden çıktım. Merdivenden inip babama Süleyman'ı verip geri içeri girecektim ki,
" Selamün aleyküm Zekiye hanım."
Diyen sesle durup,
" Aleyküm selam."
Dedim hızla. Hızlı adımlarla içeri geçerken odama geçtim hızla. Arkamdan gelen Zeynep hızla pencereye koşup,
" Ay eniştem gelmiş ya."
Demişti ki omzuna vurdum yanına geçerken,
" Ya inanmıyorum! Süleyman bile alışmış ona. Bizde böyle kedi gibi olmaz. Oy ya. Kucağına bebekte pek yakıştı."
Demesiyle gözlerimi açıp,
" Sen neden geldin ya? Zaten buradaymışsın gibi malumat veriyordum."
" Ablam evleniyor."
" Oda sana kalıyor. Onun heyecanı değil mi?"
Dememle aniden perdeyi sonuna kadar açıp kaçmıştı. Ben öylece bakarken aniden Okan ile göz göze gelince hızla perdeyi kapatıp,
" Zeynep sen elimden kurtulamayacaksın! Karanfil! Gel buraya!"
Deyip arkasından giderken annem beni koridorda tutup,
" A kocaman kız oldunuz hala kavga ediyorsunuz!"
" Büyüdüm diye Zeynep'i dövmeyeyim mi?"
" Kız yarın evleniyorsun. Allah için beni yorma hadi babanlara çay götürün. Tuncay da geldi."

  Haaaah! Bir o eksikti zaten. Bende nerede diyordum. Ama bir dakika hakkını yememem gereken nokta var ki o gün beni getiren Tuncay'dı. Nasıl hakkını yerim ki. O gün babamın gözlerinde gördüğüm şey peki? Ah! Zaten Tuncay'ın benimle olan evlilik mevzusu yüzünden sevmezdi onu. Birde bizi bir arada görünce Çiğdem sağ olsun kurtarmıştı yine beni.

  Gözlerimin önünde sallanan el ile kendime geldim. Annem 'aman ya rabbim bu kızlar beni öldürecek' derken mutfağa gidiyordu. Zeynep gülerek bana bakarken,
" Boğacağım seni."
Demiş parmak sallıyordum ki annem elime tepsiyi tutuşturup,
" Önce çay ver. Misafirler gidince birbirinizi boğarsınız tamam mı? Hadi kızım."
" Tamam anne. Tamam. Çayı da ben götüreyim. Tamam. Zeynep kuklacı başı çünkü."

ZekiyeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin