Zekiye! Zekiye diyorum! İnsan böyle mi teşekkür eder.
- size o bile çok. Gelmeyin peşimden lütfen!
- Ne oldu ki? Bence biz anlaşıyorduk. Lütfen sakin olur musun?
Demesiyle durup ona döndüm. Sakin ol.
- Gelmeyin. Sizinle bir alakam yok. Sınavla ilgili.
Dedim. Karşıma geçip gözlerini gözlerime dikince başka yere baktım. Ellerini beline koyup, gülümsedi.
- Sen bana aşık olmuşsun.Bana diyorlar ki " sorun çıkartma". Ya baksana! Ben nasıl sorun çıkartmayayım. Resmen herkes ona göre şekil almış gibi. Karşıma geçip bir de aşıksın dedi! Of! Offfffff. Tutmayın beni! Yok! Yok! Yok anam dövmezsem olmaz! Sen şimdi göreceksin! Çantamı kol kısmından tutup bileğime dolarken sinirle bir şeyler geveliyordum.
- Aşk ha? Al sana aşk!
Deyip elimi kaldırdığım gibi biri elimi yakalamıştı. Başımı çevirdiğimde Çiğdem'i görmemle:
- Bırak çiğdem. Bu hakediyor.
- Dur Çillim. Konuşmamız gerek ya.
- Lütfen şuna vurayım. Lütfen!
Okan:
- Vur Çillim.
Demesiyle çantayı es geçip diz kapağına tekmeyi geçirdiğim gibi, arkamı dönüp Çiğdem ile koşmaya başladık. Arkamdan bağırıp söylediği saçmasapan şeylere kulak asmazken -o bana çillim mi dedi- yeterli mesafe girdiğinde durdum. Dediklerini es geçiyorum. Hah! Çiğdem'e dönüp:
- Neden tuttun beni? Bana, sen bana aşıksın dedi.
- Dur bir dakika Çillim. Olay bildiğin gibi değilmiş.Deyince durdum. Çiğdem ciddiydi. Yani her zaman ki deli kız değildi. Normal de yani normal şartlar altında onunla şu an Okan'ı öldürme planları yapıyor olmalıydık. Bir yerde aksadı bu değirmen sanki..?Eliyle saçını geriye attıktan sonra ellerini beline koyup:
- Ya biz bu Furkan'ın hakkından gelecektik.
- Evet. Hatta o kız bu seferde Okan'a yapışmıştı!
- İşte. Sorun şu ki... yani bilmiyorum. O kızla aralarında bir şey yok. O kızın sevdiği başkaymış.
- Nasıl başka? Olamaz! Bir aşk üçgenine mi düştün?
- Hayır canım ben değil!
- Ben mi?
- Yok. O kızın sevdiği çocuk bu Furkan ve Okan'ın yakın arkadaşıymış. Ama işte o çocuğu kazada kaybetmişler. İki yıl önce.
- Ne?
- sorma. O günden sonra kız sadece bu ikisiyle takılmış. Yani bu ikisi, kız kendine zarar vermesin, yalnız kalmasın diye hep yan yana geliyorlarmış.
- Çok zor olmalı.
- Öyle öyle. Ve...
- ve?
- Furkan bana bir şey daha söyledi. Şöyle ki Zekiye bu Okan var ya. O galiba gerçekten sana-
Demesiyle elimle durmasını söyledim. Yeterliydi her şey benim için. Fazlasına lüzum yoktu. Umurumda değildi. Asla! Asla!
- Tamam Kuşbaşım. Yani Furkan seni seviyor. Öyle mi?
- Öyle.
- Peki sen? Peki kalbin ne diyor bu işe? O seni bırakıp giden çocuk peki?
- Gideni düşünmek beni tüketiyor. Ben Furkan'ı sevmek istiyorum.
- Yani sevmiyorsun? O zaman bunu ona söylemelisin. Sana en azından zaman vermesini. Ama! Bu konudaki düşüncelerimi biliyorsun Çiğdem. Sonra neden araya mesafe kattın deme olur mu?
- O çocuktaki gibi mi? Merak etme. Furkan'a, eğer gerçekten beni seviyorsa sevgili muhabbetlerinde asla bulunmak istemediğimi net söyledim.
- Ha! Ne dedi?
- Ben... Kabul etmez sandım galiba. Şey bu gidişle son sınavı vermeden nikah masasında olacağım.Demesiyle şaşkınlıkla gözlerimi açtım. Öylece kalmış Kuşbaşıma bakıyordum. Ben bu kızın evleneceğini daha önce hiç düşünmemiştim. Gözlerim dolarken hızla ona sarılıp:
- Aptal! Kardeşini bırakıyorsun demek.
- Ağlama Çillim. Daha bir şey net değil. Ağlama. Sınavlar bitmedi daha.
Demesiyle ayrıldım. Gözlerimi silip:
- Haklısın. Önce sınavları verelim sonra da sana çeyiz bakalım.
- Bence çok sevinmeyelim. Biliyorsun ki Tuncay abim.
Deyip gözlerimin içine baktı. Birde şu mesele vardı. Babası Bülent amca önce Tuncay evlenecek demişti. Sağ olsun Tuncay'da sadece benimle evlenmek istediğini orta yerde söylemişti. Onun yüzünden az kaldı nikah masasına oturuyordum. Yakamı zor kurtarmıştım. Sağ olsun Çiğdem el atıp olayın eğrisini doğrusunu aileme anlatmıştı. Benim anlatmam yetmemişti çünkü! Babamla aram bu yüzden birtürlü rayına oturamadı! Ah Tuncay! Ah!
![](https://img.wattpad.com/cover/228114373-288-k689426.jpg)