23

438 50 11
                                    

Ah ah! Ay bu başıma gelenler pişmiş tavuğun başına gelmez ya! Sinirden sinire atladım resmen. Ah Okan neden sana uydum ki? Kendi deliydi, beni de delirtti. Tamam olduk yani.

" Çillim."
" Hım?"
" Yolu bulabilecek misin?"
" Hayır. Sayende köyümün yolunu kaybettim ya. Aklım başımdan gitti."
" Demek aklın başından gitti. Bana deli gibi aşık olduğundan olmasın."
Demesiyle durup elimi belime koydum,
" İyi al aşık olduk. Beni bir yere götüreceksin sandım. 2 saat peşinden koştum. Nereye gittiğini bilmeden koşmuşsun. Ya bir dur düşünsene."
" Ama sen birden bana 'seni seviyorum' deyince bende kayışlar koptu."
" Okan! Kaybolduk ve babam bizi öldürecek. Saatin farkında mısın acaba? Burada şebeke de yok."
" Farkındayım Çillim canım."
" Ahhhğğğ! Ağlayacağım yeminle."
Demiştim. Beyefendi sağ olsun elimi tuttuğu gibi koşmaya başlamıştı. Ben hayatımda tek başıma köyden bu kadar uzaklaşmamıştım. Hayır uzaklaşsam da yer yön bilgim yoktur. Zeynep bulur bizde yolları, ben evin aşçı kızıyım ya.
" Yok ağlama Çillim. Tamam gel hadi, gel. Bak bu taraftan gideceğiz."
" Nereden biliyorsun?"
" E bu tarafa yürüdük çünkü."
Demesiyle kaşlarım çatıldıkça çatılmıştı. Ellerimi kaldırıp,
" Boğacağım seni deli oğlan! Boğacağım!"
Deyip üzerine yürüdüm ama kaçmak yerine boğazını açıp,
" Boğ beni Çillim. Ellerinde öleyim."
" Okan lütfen ciddi olur musun? Bak 7 saatten fazladır yolu arıyoruz. Kaybolduk. Gece olacak. Yılan çiyan çok olur. Biri seni kapar götürürse görürsün."
Demiştim ki gülümseyip elimi tuttu. Yürümeye başladı.
" Çillim, yürümeye devam edelim. Ben seninle bütün yanlış yolları yürürüm."
" Deli Oğlan, bir abdest ile üç vakit namaz kıldık. Yürürken bunları da düşün."
" yatsı için vaktimiz var."
" Hadi ya...! ah ah. Ben ne diye peşine takıldım ki?"
" Çillim,"
" Efendim Okan,"
" Şimdi sana bir şey diyeceğim ama kızmak yok. Tamam mı? Sonuçta kocaya bağrılmaz."
" Aklıma gelen şey olmasın yoksa seni buradan köye kadar kovalarım."
" e o zaman yolu bildiğimi ama seni oyaladığımı söylememe gerek yoktur."
Demesiyle boştaki elimle koluna sarıldım. Ciddi olamazdı. Ben sabahtan beri yiyeceğim azarı düşünürken bu adamın derdi ölmem mi?
" Ciddi misin?"
Deyince sırıtarak bana baktı. Gözüm yavaştan seğirmeye başlarken hızla koluna yapışıp ısırdım.
Kolunu kurtarmaya çalışırken bağırınca bıraktım.
" Oh olsun! Bir dahaki sefere kopartırım yeminle!"
" aman sende de ne diş varmış."
" Ne sandın!"
"Akşama kadar havuç kemirdin herhalde,  bu nedir? İzi çıktı ya."
" Benden sana bir hatıra."
Dedim gülümseyerek. Oh olsundu. Bir dahakine kopartırdım, ciddiyim. Küçükken Zeynep'in koluna yapışmışlığım var.

  Ben ona hatıra deyince koluna baktı sonrada tebessüm ederek bana bakıp,
" Haklısın. Keşke hep saklayabilsem."
Demesiyle elimi başıma vurup,
" Ne?! Okan bak az önce seni ısırdım. Canını yaktım. Beni azarlaman gerekirdi. Sen tutmuş dediğimi ciddiye almışsın."
" Ben seni çok seviyorum, Çillim. İyi ya da kötü senden gelecek her şeyi saklamak istiyorum."
Demişti. Yüzümde yer eden tebessümle,
" Bende."
" Sana sarılsam beni boğar mısın?"
Demesiyle gözlerimi kaçırdım. Ne sarılması ya? Ne oluyor arkadaşlar? Kalbim lütfen sakin olur musun, zaten ortalık karışık.
" Geç kaldık. Babam çok kızacak gidelim artık."
" Peki. Gidelim."
Demiş yürümeye devam etmiştik. Kolumdaki bilezikler neden bu kadar ses çıkartıyor. Bunları yağlasam yine ses çıkartır mı ya? Ay zaten kaç gündür Eşref amca düğün modundan çıkamadı.
" Eşref amca nerede?"
" Bilmiyorum ki. Ortalıkta yoksa sizin tarla da olabilir çok seviyor orayı."
" Olabilir Eşref amcaya bahçeyi gösterdiğimiz günden beri öyledir."
" Çillim ona Eşref'e neden amca diyorsun?"
" Çünkü amcam. Tamam babamın öz kardeşi değil belki ama çok yakın arkadaşlar."
Demiştim. Kendi içime dalıvermiştim farkında olmadan.

Boğazıma bir yumru takılırken aklıma Nevbahar gelmişti, hayal meyal hatırlasamda çok güzel ve güleç bir kadın olduğunu anımsıyordum. Eşref amcanın o somurtkan yüzüne rağmen her zaman tebessümle ve pürneşe karşılardı onu.

ZekiyeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin