ⅈ'ᦔ ᥇𝕣ꫀꪖ𝕥ꫝꫀ ꪗꪮꪊ ⅈꪀ ꫀꪜꫀ𝕣ꪗ ડⅈꪀᧁꪶꫀ ᦔꪖꪗ

1.8K 188 197
                                    

"Dikkat et!"

Jisung, prova sırasında dans ederken ayağı takılıp yere düşmek üzereyken son anda beline bir çift kaslı kol sarıldı.
Tam Tanrıya şükür yere düşmekten kurtuldum diye sevinirken, kaslı kolların sahibiyle bir anda yeri boyladı.
Düşmenin etkisiyle acıyla inlerken üzerindeki beden yüzünden nefesi kesildi. Üzerine düşen kişiyi azarlamak için gözlerini açtığında, hâlâ beline sımsıkı sarılan ve üzerinde durup öylece kendisine bakan Changbin'i görünce hızla onu geriye itip ayağa kalktı. Chan, Felix ve Hyunjin ikilinin bu haline gülerken Minho, Seungmin ve Jeongin üçlüsü ise pür dikkat hareketlerini izliyordu.

"Ş-şey... üzgünüm ...seni tutmak istemiştim. İyi misin?"

Changbin, ayağa kalkarken elini ensesine atarak çekingen bir şekilde sordu.

Jisung tam şu anda far görmüş tavşan gibi ona bakıyordu. Biraz şaşkın biraz da sinirliydi bakışları.

"N-neden iyi olmayacakmışım? Çok iyiyim. Her zaman iyiyim. Senin beni tutmana falan da ihtiyacım yoktu ayrıca nesin sen kahraman falan mı? Hem ben gayet de iyiyim. Görüyorsun fazlasıyla iyi-"

"Yani iyisin."
Hyunjin, bu tanıdık gelen klişe sahneye daha fazla dayanamayıp göz devirdi.

"Her neyse zaten öğle yemeği vakti de gelmiş. Bugün dışarıda yemeye ne dersiniz millet?"

Liderlerinin müziği kapatmasıyla herkes kendini bir köşeye attı.

"Ben pizza yemek istiyorum hyung.
Köşedeki pizzacıya gidelim , oranın pizzaları bir efsane"
Felix heyecanla konuştu.

"Ben hamburger yemek istiyorum ama."
Hyunjin kollarını bağlayarak karşı çıktı.

"Tamam bizde hem pizza hem de hamburger satılan bir yere gideriz o zaman?"

Chan'ın teklifiyle iki taraf da birbirlerine gözlerini kısarak baktı.

"İyi."
"İyi."

"Chan hyung, siz gidin ben şirkette yiyeceğim."
Changbin, eşyalarını toplayıp odadan ayrıldı.

"Hadi hyung, sen de hazırlan da gidelim."
Hyunjin, Minho'nun yanına ilerledi.

"Ne? Ah siz gidin...
Ben çok yorgunum yürüyemem o kadar."

"Şirket arabasıyla gideceğiz hyung?"
Hyunjin tek kaşını havaya kaldırarak hyunguna baktı.

"A-ah tabi... Ama benim canım Bibimbap ve Kimchi istiyor."

"Gittiğimiz yerde de Bibimbap ve Kimchi bulabilirsin. Hatta Kore'deki her yerde bulabilirsin hyung biliyorsun değil mi?"

Minho, kendisine acele etmesi için kaş- göz işaretleri yapan maknea'ya bakıp , son kez Hyunjin'e döndü.

"Ama ben şirketinkini daha çok seviyorum. O yüzden size afiyet olsun~"

Minho çabucak konuşup, sarışın olanın omzunu patpatladıktan sonra aceleyle yürümeye başladı.

"Pekâlâ öyleyse, ben de seninle birlikte şirkette kalıyorum."

Hyunjin, büyük olanın kolundan tutup onun gitmesini engelledi.

"OLMAZ."
Minho, ileriye doğru hareket edemeyince yavaşca arkasına döndü.

Hyunjin bakışlarını büyük olana dikti.
"Neden olmazmış?"

"Olmaz çünkü...senin canın hamburger istemiyor muydu hem?"

"Artık istemiyor."
Hyunjin omuz silkti.

𝙷𝙰𝙽𝙳𝚂 𝚃𝙾 𝙼𝚈𝚂𝙴𝙻𝙵//𝙷𝚈𝚄𝙽𝙷𝙾Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin