ꪗꪮꪊ𝕣 ꪑꫀ𝕥ꪖρꫝꪮ𝕣ⅈᥴꪖꪶ ᧁⅈꪀ ꪖꪀᦔ 𝕛ꪊⅈᥴꫀ

2.5K 239 236
                                    

Pazartesi sabahı tüm yurtta alarm sesi yankılanırken saat henüz 07:45'i gösteriyordu.

Ve herkes -Minho ve Hyunjin dışında- salonda ,boş buldukları yerlere kendilerini atmış uyukluyorlardı.

Güne başlama klasiği olarak Changbin'in mızmızlanmaları çoktan başlamışken, Seungmin hızla uyanarak Jisung uyanmadan önce odalarına koşup kendisini banyoya atmıştı.
Chan, yarı ayık kafasıyla o an Seungmin'in bunu nasıl akıl ettiğini sorgularken hâlâ birazcık sarhoş görünüyordu.

Minho, yarı uykulu hâlde gözlerini ovuştura ovuştura merdivenlerden aşağıya inerken, salonun her yerinde sızıp kalan üyelere göz devirdi.
Ne zaman içseler sonuç asla değişmezdi.
Gerçi bu sefer değişen bir şeyler vardı, mesela normalde Minho'nun da tıpkı salonun ortasında üstü açık bir şekilde uyuduğu için üşüyüp Jeongin'in ayağına yapışan Jisung gibi olması gerekirdi ama o , sabah kendi yumuşak ve sıcak yatağında gözlerini açmıştı.
Büyük bir kafa karışıklığı eşliğinde merdivenin sonuna geldiğinde
paytak adımlarla , başı koltuktan aşağıya sarkan ve üstü açık bir şekilde koltukta uyuyan Felix'in yanına ilerledi.
Yavaşca sarışın olanın kafasını koltuktaki yumuşak yastıkların üzerine yerleştirip kendisi de yanındaki boşluğa uzanıp , kollarını ona sardı.

Felix de Jisung gibi üşümüştü, elleri buz gibiydi. Soğuğa hiç gelemezdi üstelik Felix , hemen hasta olurdu.
Minho , endişeyle küçüğünün ellerini avucunun içine alıp onları ısıtmaya çalışırken Hyunjin de sonunda uykusundan uyanıp salona girdi.

Fakat gördüğü manzarayla anında kaşları çatıldı. Bir şey yapmak istiyordu ama ne yapabilirdi bilmiyordu.

Neyseki, Changbin sinirle salona dalıp bağıra çağıra herkesi uyandırmıştı. Böylece Hyunjin, saçma sapan bir şey yapmadan olay çözülmüştü.
Yine de Hyunjin, bir şekilde Minho ve Felix'i birbirlerinden uzak tutmanın bir yolunu bulması gerektiğini düşündü.

Hızlıca yaptıkları kahvaltı sonrasında herkes hazırlanıp şirkete doğru yola çıkmıştı.

∆∆



Üyeler ,üç buçuk saatlik dans pratikleri ve iki saatlik ses eğitiminin ardından öğle yemeği için şirketin yemekhanesine geçmişlerdi.

Bugün yemekhane her zamankinden biraz daha kalabalıktı çünkü İtzy de yakın zamanda yapacakları geri dönüşleri için hazırlanmaya başlamıştı.

Kızlar, üyelere hafif bir eğilmeyle selam verirken üyeler de onlara selam verip boş bir masaya oturdular .

Bomboş bir muhabbet eşliğinde yemeklerini bitirdikten sonra üyeler pratiklere devam etmek için masadan kalkmaya başladılar .

Chan, Seungmin , Jeongin ve Jisung diğerlerinden önce yemeklerini bitirmiş , pratik başlayana kadar biraz kestirmek için dinlenme odasına geçmişlerdi.

"Hyunjin!"

Yemekhaneden çıkmak üzereyken duydukları sesle arkalarına bakan dörtlü, Yeji'nin kendilerine doğru -aslında Hyunjin'e- geldiklerini gördüler.

Hyunjin , kaşlarını kaldırarak kendisine yaklaşan kıza baktı.

"Evet?"

Yeji gülümseyerek cevapladı.

"Şey, biraz konuşabilir miyiz ? "

Hyunjin bu sefer de kaşlarını çatarken diğerleri onları yalnız bırakarak ilerlemeye devam etti.

"Yeji ile Hyunjin ne konuşabilir ki?
O ikisinin yakın olduğunu hiç bilmiyordum."
Changbin, şaşkınlıkla diğerlerine sordu.

"Bildiğim kadarıyla yakın değiller ama sonuçta aynı şirketteyiz hyung, hepimiz arkadaşız. Belki bir şey soracaktır Hyunjin'e bilemiyorum."
Felix , Changbin'in sorusunu yanıtlarken Minho sessiz kalmayı tercih etti.

𝙷𝙰𝙽𝙳𝚂 𝚃𝙾 𝙼𝚈𝚂𝙴𝙻𝙵//𝙷𝚈𝚄𝙽𝙷𝙾Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin