ꪖꪀᦔ ⅈ'ꪑ 𝕥𝕣ꪗⅈꪀᧁ, 𝕥𝕣ꪗⅈꪀᧁ, ⅈ'ꪑ 𝕥𝕣ꪗⅈꪀᧁ

2.1K 220 257
                                    


Nefes nefese geri çekildi Minho.
Sanki bir saniye daha devam etse küçüğünün dudaklarını öpmeye , son nefesini verecekti o dolgun iki et parçasının arasında.
Kalbi göğüs kafesinden dışarı fırlayacakmış gibi hızla atarken henüz az önceki yaşadığı şeyleri idrak edememişti.

Öyle ki , boğulmaktan son anda kurtulmuş gibi hızla nefes alıp vermesinin nedenini idrak ettiği anda utanç tüm vücudunu sarmış , hızla kendisini yataktan atarak, banyoya girip kapıyı da üzerine kilitlemişti.

Banyonun kapısına yaslanıp, buz gibi fayansların üzerine otururken elini kalbine götürüp sakinleşmeyi denedi bir süre.

Bir süre  öylece bekledikten sonra nihayet  nefesleri düzene binince , birkaç dakika önce Hyunjin  ile-küçük kardeşim dediği grup arkadaşı olan Hyunjin ile- öpüştüğü anlar tüm zihnini ele geçirince bir kez daha nefesi kesildi Minho'nun.

Onlar...öpüşmüşlerdi!

Gözlerini kapatıp kafasını sırtını yasladığı kapıya çarparken nasıl böyle bir hata yaptığını sorguluyordu.

Fakat bir kez onu öpmüştü.
Evet, bunu başlatan Hyunjin'di ama...
Minho da devam ettirmişti.
Üstelik nefesi kesilene kadar.

Minho banyoda kendi düşünceleri arasında boğuşurken, Hyunjin usulca parmaklarını götürdü dudaklarına.

Dudakları hâlâ sıcacıktı ve birazcık (!)da şişmişti .
Hyung'u  resmen az önce onu öpmüştü!

Sonra birden kendisini çimdikledi, çünkü hâlâ bunun gerçekliğine inanamıyordu sarışın olan.
Canı yanmasına rağmen suratında oluşan kocaman gülümsemenin sebebi de buydu tam olarak.

Rüya falan görmüyordu!
Minho onu gerçekten de öpmüştü , üstelik bu sefer kendi hür iradesi ve ayık kafasıyla...

Yatağa yüzüstü uzanıp  ,kafasını yastığına gömüp çığlık atarken , ayaklarını da hızla havada sallıyordu şimdi.

Hyunjin , daha önce söylemiş miydi Minho'nun ona ait olduğunu???

Hyunjin odada mutluluk krizi geçirirken Minho bu durumdan nasıl kurtulabileceğini düşünüyordu.

Kafasını bir kez daha kapıya vurduktan sonra , derin bir iç çekti ve farkında bile olmadan dudaklarını yaladı.

Dudaklarında Hyunjin'in tadı vardı.
Karpuz tadı...

Sonra bir an duraksadı Minho,
   
  Bu tad neden ona hiç yabancı  gelmiyordu ?
Tıpkı Hyunjin'in dudaklarının da yabancı gelmediği gibi...



∆∆



Changbin, kaşlarını çatarak mutfağa giren Hyunjin'i süzdü.
O velet kesinlikle bir şeyler karıştırıyordu ve Changbin'in görevi de gerçek bir hyung olarak sevimli(!) , küçük erkek kardeşinin kirli çamaşırlarını meydana çıkarmaktı tabiki.

Hyunjin , kendisini izleyen gözlerden habersiz yüzündeki kocaman gülümsemesiyle , kahvaltı hazırlayan Jisung ve Jeongin'e yardım etmeye başladı.

Bir süre sonra kahvaltı hazırlanmış , herkes masaya oturmuştu.

Bir kişi hariç.

Zavallı Minho tüm gece utancından odaya girememiş,  banyoda  kalıp zihnini ele geçiren ve  bitmek bilmeyen düşüncelerle savaşmaya devam etmişti.  Sabaha karşı ise daha fazla dayanamayıp uyuyakalmıştı .

Eğer Seungmin  sabah banyoya girmek için Jeongin ile kavga etmeyip ortak banyoyu kullanmak zorunda kalmasaydı, uzun bir süre kimse Minho'nun orada yerde öylece uyuyakaldığını fark etmeyecekti.

𝙷𝙰𝙽𝙳𝚂 𝚃𝙾 𝙼𝚈𝚂𝙴𝙻𝙵//𝙷𝚈𝚄𝙽𝙷𝙾Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin