ꪗꪮꪊ'𝕣ꫀ ꪑꫀ𝕥ꪖρꫝꪮ𝕣İᥴꪖꪶ ᧁİꪀ ꪖꪀᦔ 𝕛ꪊİᥴꫀ

2.9K 296 371
                                    


"HYUNJİN?"

Minho,bir anda beline sarılan kollar yüzünden şaşkınlığa uğrayıp hızla kendisini geri çekti.

Hyunjin cevap vermeden önce hyungunun  açtığı boşluğu kapayıp yeniden kollarını Minho'nun beline sardı.

"Efendim hyung?"

Minho'nun kafası karışmıştı, kendisine iyice yapışan Hyunjin'e baktı.
Bu oda Felix ve kendisine aitti ,Hyunjin gecenin bir yarısı burada ne yapıyordu?
Dahası Felix neden hâlâ gelmemişti?

"Ne yapıyorsun?"

Hyunjin , eğer Minho onu gerçekten tanımasaydı masum olduğunu düşünebileceği bir şekilde gülümsedi ve sanki mümkünü varmış gibi Minho'ya daha da yaklaştı.

"Görmüyor musun hyung?
Sana sarılıyorum."

Minho bir kez daha kendisini geri çekmeye çalıştı ama Hyunjin'in kolları yüzünden bir santim bile kımıldayamamıştı yerinden.

"Aman Tanrım, şaka yapıyor olmalısın.
Demek istediğim, burada ne yapıyorsun?
Neden kendi yatağında değilsin?
Üstelik Felix nerede? "

"Felix salonda film izliyordu ,sen yalnız uyuyamıyorsun diye de benden bu geceliğine odaları değiştirmemizi istedi. Çünkü filmin bitmesine daha iki saat varmış,ve o da yine uykusuz kalmanı istemedi sanırım."

Minho, Hyunjin'in yalan söyleyip söylemediğini anlayabilmek için bir süre gözlerinin içine baktı. Aslında kalkıp salona da bakabilirdi bunu anlamak için ama yerinden kalkmaya üşenmişti, ayrıca yatağını sımsıcak etmişti hiç zahmete giremezdi şimdi.

"Pekâlâ öyle olsun,ama madem Felix ile odaları değiştirdiniz neden onun yatağı yerine benimkine uzandın ki?"

Hyunjin mantıklı bir cevap bulmak için düşündü bir süre.

"Çünkü yalnız uyuyamıyorum."

"Hah.
Yalan söyleme,ne yani her gece Jeonginle birlikte aynı yatakta mı uyuyorsunuz? Çocuk musun sen Hyunjin?"

Hyunjin daha iyi bir yalan bulamadığı için içinden kendisine söylenirken bir yandan da söylediği yalana hyungunu inandırmaya çalışıyordu.

"Bana inanmıyor musun hyung?
Tamam o zaman yarın sabah Jeongin'e sor,hem sadece çocuklar mı yalnız uyumaktan korkarlar?"

Minho , Hyunjin'e ne söylerse söylesin onun bir şekilde kendisini haklı çıkarmanın bir yolunu bulacağını bildiği için sessiz kalmayı tercih etti.
İlk başta , Hyunjin'in  bir kaç gündür sürekli değişen bu garip hallerini sorguladı .
Daha önceki gün birisiyle öpüştükten sonra kendisine gelip hâlâ anlam veremediği şeyler söylemiş ,ertesi gün iki yıldır herkesin bir düzen içinde oturduğu yerleri değiştirip Jeongin'e sesini yükseltmiş , şimdi de gelmiş Minho'nun yanında masum bir şekilde uzanmış ,kendisine gülümsüyordu.

Minho, Hyunjin onu göğsüne çekene kadar bir süre daha tüm bunları düşünmeye devam etmiş,zaten bir süre sonra da uyuyakalmıştı, Hyunjin'in belini sıkıca saran kolları vücudunu mayıştırırken kokusu da yavaşça  algılarını kapatmıştı. Şu anda adeta bir bebek gibi Hyunjin'in kollarında uyuyordu.

Hyunjin, odanın içindeki tül perdesi hafiften çekilmiş  pencereden ,usulca içeriye sızan ay ışığının altında parlayan hyung'unun melekleri andıran  yüzünü incelerken nefesini tuttu.

Minho'nun büyüleyici güzelliği Hyunjin'in başını döndürüyor,nefesini kesiyordu.

Yavaşca ellerini kaldırıp parmak uçlarını hyung'unun yüzünde gezdirmeye başladı. Sanki,bir cam bebeğe dokunuyormuş gibi narin ve dikkatliydi dokunuşları .
Parmak uçları ilk gözlerine değdi Minho'nun, Hyunjin parmaklarının altında sonsuz bir evren hissetti.
Sonra yay gibi uzun ve gergin kirpiklerine değdi parmakları ,Hyunjin ince bir köprüde yürüyormuş gibi hissetti.
Daha sonra yumuşak bir şekilde yanaklarına indi parmakları ,Hyunjin bu seferde pamuklara dokunuyormuş gibi hissetti.
Burnunun üzerine çıkardı bu sefer parmak uçlarını , üzerindeki ben'e dokundu . Gülümsedi Hyunjin , hyungu'nu sevimli gösteriyordu bu ben.
Son olarak dudaklarına inmeden önce parmakları, derin bir iç çekti Hyunjin.
Daha dokunmadan alev almıştı parmak uçları, korkarak uzattı parmaklarını üstteki alttakine göre daha ince olan o öpülesi dudaklara.

𝙷𝙰𝙽𝙳𝚂 𝚃𝙾 𝙼𝚈𝚂𝙴𝙻𝙵//𝙷𝚈𝚄𝙽𝙷𝙾Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin