Kaçıyordu Minho...O gün Hyunjin'in sıradan bir karaoke salonunda , göz alıcı rengarenk parlak ışıkların altında , diğer üyelerin yanında ve kendi şarkılarıyla , doğrudan gözlerinin içine bakarak sessizce hislerini itiraf ettiğinden beri ondan kaçıyordu Minho.
Bir hafta..
Bir haftadır Hyunjin'i gördüğü her yerde eli ayağına dolanıyor, telaşla küçüğünden olabildiğince en uzak köşeye gidiyor, asla onunla göz teması kurmuyor ,tek kelime dahi etmiyordu.Üzülüyordu Hyunjin,
Hyung'unun ,hisleri karşısında verdiği tepki onu fazlasıyla üzüyordu.
Sürekli Minho'nun melekleri kıskandıran eşsiz yüzünü görmek, sonsuzluğa uzanan gözlerinde kaybolmak , huzurun ve sakinliğin kaynağı olan sesini duymak istiyordu.Duymak istiyordu, ama büyüğü buna izin vermiyordu...
∆∆
"Hyung, iyi misin?"
Minho, uyku tutmayınca Felix'le paylaştığı odasındaki pencerenin önüne kurulmuş , gecenin zifiri karanlığına meydan okuyan sokak lambasını izliyordu.
Felix'in kendisine seslendiğini duyunca kafasını yavaşca çevirdi camdan."İyiyim Felixie~"
Aldığı cevaptan memnun olmayan Felix ayağa kalkıp hyung'unun yanına ilerledi.
Arkadan kollarını ona sararken çenesini de hyung'unun omzuna yasladı."Neden uyumuyorsun peki?"
"Uyku tutmadı, sen neden uyumadın?"
"Uyku tutmadı."
Minho yalan söylediğini anlayıp küçüğüne çevirdi bakışlarını , gözlerinden uyku akıyordu oysa.
"Yalan söyleme,neden uyumuyorsun?"
Felix , gülümsedi.
"Çünkü senin son birkaç gündür uyumadığını fark ettim, ben de sana eşlik etmek istedim. Yalnız başına sabahlamak sıkıcı olmalı."
Böyleydi işte Felix, önceliği her zaman diğerleriydi .
Diğerlerinin mutluluğu, diğerlerinin sağlığı, diğerlerinin hayalleri ...onun için her zaman kendisinden önce gelirdi.
Buruk bir tebessüm sundu Minho."Seni seviyorum Felix, yanımda olduğun için teşekkür ederim."
Gözleri kocaman açılan Felix'in , büyüğünün sözlerine şaşırdığı belliydi .
Minho, hislerini kolayca belli eden biri değildi, çok zordu ondan sevgi sözleri duymak. Felix'in yüzündeki gülümseme daha da genişlerken iyice sırnaştı hyunguna."Ben de seni seviyorum hyung ,her zaman yanında olacağım söz veriyorum."
Duydukları içini sımsıcak ederken yeniden dışarıya kaydı bakışları.
Gülümsedi siyah saçlı olan,bir an kendisine benzetti sokak lambasını .
Cılız ışığı sönmek üzereydi ama hâlâ etrafını biraz bile olsa aydınlatabilmek uğruna karşı koyuyordu gecenin karanlığına. Ne zavallı diye düşündü Minho, bir sokak lambası koskaca ay'ı nasıl yenebilirdi ki? Nasıl aydınlatabilirdi tüm dünyayı tek başına bu zayıf ışığıyla?Oysa eğer birkaç saat daha uyanık kalabilseydi Minho, güneşin ay'ı batırıp tüm acılara ve çaresizliklere yeniden bir umut ışığı olarak doğup her yeri aydınlatıncaya kadar sönmediğini görürdü sokak lambasının.
∆∆
Bir kez daha yorucu ve dolu dizgin bir haftanın ardından pazar gününün gelmesiyle tüm üyeler öğlene kadar uyumuş, sonrasında da güzel bir kahvaltı masasının etrafında toplanmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝙷𝙰𝙽𝙳𝚂 𝚃𝙾 𝙼𝚈𝚂𝙴𝙻𝙵//𝙷𝚈𝚄𝙽𝙷𝙾
Fanficellerime hâkim olamıyorum yani,yapabilirim... 𝘢𝘮𝘢 𝘯𝘦𝘥𝘦𝘯 𝘺𝘢𝘱𝘮𝘢𝘬 𝘪𝘴𝘵𝘦𝘺𝘦𝘺𝘪𝘮 𝘬𝘪? #1hyunho | 191220 #1 binsung | 030821 #1 seungin |050122