"Hyunjin , Minho hyung'a kendini affetirebilecek mi sence hyung?"Felix, sıkıntıyla uzandığı yerden doğrularak gözlerini yatağında oturan Chan'a dikti.
"Endişelenme ... Hyunjin bu, şeytan tüyü var onda , eminim affetirecektir. Hem Minho karşı koyamaz ona biliyorsun."
Chan'ın sözleriyle Felix kafasını sallayarak gülümsedi.
"Bu arada Felix..."
Chan cümlesini yarıda kesip ensesindeki saçlarıyla oynamaya başladı.
"Evet?"
Felix onun bu çekingen tavrına bir anlam verememişti . Sağ kaşını havaya kaldırarak hyung'unun devam etmesini bekledi. Kafasını kurcalayan bir şeyler olduğu belliydi.
"Boşver önemli bir şey değildi."
"Hadi ama hyung, meraklandırıp öylece kaçamazsın."
"Neden Minho ile antika dükkanına gitmiştiniz?"
Chan aniden bir çırpıda konuştuktan sonra kafasını ellerine eğerek parmaklarını izlemeye başladı.
Aptal kafası ... Felix şimdi yanlış anlayacaktı kesin!Felix, hyung'unun bu haline kıkırdadı.
Minho'yu mu kıskanmıştı o?
Acaba şu anda ne kadar sevimli durduğundan haberi var mıydı mesela?Hyung'unun sorusuna cevap vermeden ayağa kalktı Felix.
Chan ise hâlâ içten içe neden böyle bir soru sorduğuyla ilgili kendisine söyleniyordu ."Jeongin çekilsene şuradan önce ben geldim."
Felix tam eğilip yatağının altına uzanmıştı ki aniden kapalı olan kapının ardından bir fısıltı duyuldu.
Chan da sesi duymuş olmalı ki , eline indirdiği bakışlarını hızla yerden kaldırmış, kaşlarını havaya kaldırarak kapıya dikmişti gözlerini.
Felix işaret parmağını pembe dudaklarına bastırarak sessiz olması için bir hareket yapınca Chan da kafasını sallayarak onayladı.
"Asıl sen çekil hyung, ben hepinizden daha küçüğüm. Öncelik benim hakkım!"
Kapının diğer tarafındaki Jisung ve Jeongin içerideki konuşmaları daha iyi duyabilmek için tartışırken, Seungmin elinde cam bir bardakla merdivenlerden çıkıp tartışan ikilinin yanına geldi.
"İşte benim sevgilim.
Al hyung kapı senindir, ben şansımı duvarla deneyeceğim. Fighting!"Jeongin yüzündeki sinsi gülümsemeyle Jisung'a meydan okuyarak Seungmin'in elindeki cam bardağı alıp duvara yasladı, ardından da sağ kulağını bardağa yaslayıp kaşlarını çattı.
"Hah!"
Jisung sinirle Jeongin'den bakışlarını çekerek, öylece dikilen Changbin'e çevirdi.
"Sen de boş boş dur öyle tamam mı?"
"Ben ne yaptım şimdi?"
Changbin hayretle kaşlarını kaldırdı.
"Diyorum ki bizimkilere de söylesek mi acaba hyung? Sonuçta onları da ilgilendiren bir şey bu , bilmeye hakları var bence."
Chan , Felix'in neden birdenbire yüksek sesle konuştuğuna bir anlam veremedi.
Ayrıca neyden bahsediyordu o?Felix boş bakışlarla kendisine bakan hyung'una göz devirerek eline bir kalem ve kağıt aldı.
"Biraz oyun oynamaktan zarar gelmez değil mi? Hadi ,onlara bir ders verelim hyung ;)"
Chan , okuduklarından sonra kıkırdayarak kafasını salladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝙷𝙰𝙽𝙳𝚂 𝚃𝙾 𝙼𝚈𝚂𝙴𝙻𝙵//𝙷𝚈𝚄𝙽𝙷𝙾
Fanfictionellerime hâkim olamıyorum yani,yapabilirim... 𝘢𝘮𝘢 𝘯𝘦𝘥𝘦𝘯 𝘺𝘢𝘱𝘮𝘢𝘬 𝘪𝘴𝘵𝘦𝘺𝘦𝘺𝘪𝘮 𝘬𝘪? #1hyunho | 191220 #1 binsung | 030821 #1 seungin |050122