Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Kyungsoo kollarının arasında gerilen bedeni hissedince Lordun harekete geçmek üzere olduğunu anlayarak ona daha sıkı sarıldı. Dük ile seviştiği adam hala odadaydı ve olaya şahit oldukları anlaşıldığı takdirde Dükün davetsiz misafirlerini hoş karşılamayacağı açıktı.
Jongin güçlü tutuşuyla Kyungsoo'nun kollarını kolayca çözdüğünde genç adam yalvaran bakışlarını Lordun açık kahve gözlerine mıhladı ve başını sessizce iki yana salladı. Gitme, diyordu. Giderse işler karışacak, her şeyin daha fena olacaktı. Tahmin edebiliyordu. Üstelik yalnız başına değildi. Durum yanlış olduğu kadar yanlış anlaşılmaya da müsaitti. Kyungsoo bu meselede başı yanacak tek kişinin kendisi olacağından adı gibi emindi.
Ne var ki Jongin'in aklı başında değildi. Öfke gözünü bürümüş, haksızlığa uğramışlık hissi her yanını sarmıştı. Hislerine yenilerek ortaya çıkması, babasından az önce yaşananlara dair hesap sorması an meselesiydi. Zaten hemen sonra kaşlarını çatmış ve dışarı çıkmak üzere Kyungsoo'yu kenara itmişti.
Kyungsoo o kısacık anda Lorda nasıl engel olabileceğini düşünürken aklına tek bir şey geldi. Deliceydi. Ama zaten Kyungsoo delinin tekiydi.
Doğrusu düşünecek pek vakti olmamıştı. Başka hiçbir çözüm yolu göremiyordu. Yahut belki bu yalnızca bir bahaneydi.
Lordu dudaklarından öpmek için büyük bir bahaneye ihtiyaç duyuyordu çünkü.
Küçük bir şok yaratmak Jongin'in giden aklını başına getirebilirdi. Öpücüğünün küçük de olsa bir şok dalgası yaratacağını umuyordu Kyungsoo. İşe yaramazsa ne olacağını, sonuçlarını hesap etmedi. Zaten uzun uzadıya hesap yapacak kadar geniş değildi zaman. Acele etmesi gerekiyordu.
Parmak uçlarında yükselirken gözlerini sıkı sıkı yumdu ve öne doğru büzdüğü dudaklarını Lordun ağzına bastırdı. Epey toydu. Ne yaptığını bildiği söylenemezdi, kitaplarda okuduğu kadarıyla yapması gerekenin bu olduğunu düşünmüştü sadece. Ve o an kalbi yerinden çıkıverecek gibi hızla çarpmaya başladı. Kalbinin gürültüsünden kulakları uğulduyordu.
Kim Jongin günlerdir hatta haftalardır hayalini kurduğu dudakların ani teması ile sahiden neye uğradığını şaşırarak donup kaldı. Böyle bir atak beklememişti. Sebebini anlaması ise uzun sürmedi. Kyungsoo pekala onu alıkoymak için yapmıştı bunu ve planı başarıya ulaşmıştı. Ancak bilmediği şey şuydu ki Jongin istediğini almadan onu bırakmayacaktı.
Ona sadece birazcık izin verdi. Acemi ve kuru öpücüğü sevimliydi. Başka zaman olsa dalga geçebileceği kadar berbattı ama söz konusu o olunca tatlı bir yanı vardı.
