13. Bölüm

859 135 187
                                    

Jolene ~ Dolly Parton

⚜️⚜️⚜️

Kyungsoo o günden sonraki birkaç gün, Jongin tarafından bütünüyle görmezden gelindiğinde Lordun ilgili, nazik ve birazcık da çapkın tavırlarına nasıl da alıştığının farkına vardı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kyungsoo o günden sonraki birkaç gün, Jongin tarafından bütünüyle görmezden gelindiğinde Lordun ilgili, nazik ve birazcık da çapkın tavırlarına nasıl da alıştığının farkına vardı. Fark etme anı fevkalade sarsıcıydı. Zehirli ama tatlı bir meyve gibiydi Lord Kim Jongin; yedikçe uyuşturuyor ve bağımlısı yapıyordu. İnsan sonunda öleceğini bilse de daha fazlasını isterken buluyordu kendini. Bunda kahrolası suratının ve ağız sulandıran kaslarının suçu büyüktü tabii.

O sabah koridorda karşılaştıklarında Lord tek kelime etmeden rüzgar gibi geçip gitmişti yanından. Takip eden birkaç gün ise ortalıkta görünmemişti. Abileri onun yine fahişelerin koynuna gittiğini düşünüyor, nedense bu fikir genç adamın canını sıkıyordu. Bana ne ki, demişti kendine ama düşünmeden de edememişti. O sabah son zamanlarda hep yaptığı üzere dibine sokularak günaydın dememiş, kişisel alanını flört çabaları ile ihlal etmemişti.

Kyungsoo çok net görmese de suratının asık olduğunu seçebilmişti. Öfkeli ve huzursuz bir hali vardı. Bir şey yahut biri canını sıkmış olmalıydı. Yahut Kyungsoo'ya öyle gelmişti kim bilir?

Genç adam birden öfkeyle doldu. Ateşkes ilan eden lordun kendisi idi. Durduk yere Kyungsoo'ya iyi davranan, hatta utanmadan onunla flört eden... Hatırladığı kadarıyla kütüphanede Galce hakkında konuşmaları dışında bir şey, bir aksilik yaşanmamıştı. Ne bir tartışma ne bir anlaşmazlık... Öyleyse durup dururken ne olmuştu da Lord yeniden değişmişti? Modu bu kadar değişken bir başka adam bilmiyordu Kyungsoo.

En kötüsü; görmezden gelinmenin yüzüne karşı açıkça aşağılanmaktan daha kırıcı olduğunu tecrübe ediyordu genç adam. Ona 'lütfen bana hakaret etmeye devam edin Lordum' diyemezdi, bu aptalca olurdu. Ne var ki yokmuş muamelesine maruz kalınca buna bile razı olacağını fark etmişti hayret içinde. Sahiden insan denen varlık tuhaf ve anlaşılması güçtü. Kyungsoo saçmalıklarla dolu hislerini mantık çerçevesinde nasıl açıklayabilirdi? Tabii mümkünse...

Öte yandan Jongin, odasında gizlice yaptığı şey yüzünden vicdan azabı çekiyor, kendini suçlu ve kirlenmiş hissediyordu. Babasının daima nefretle anlattığı, hatta daha da ileri gidip görüldükleri yerde öldürülmeleri gerektiğini iddia ettiği kanı bozuklara dönüşmüştü ve bunu nasıl düzelteceğini artık sahiden bilmiyordu. Hisleri kontrolden çıkmıştı. Onu her geçen saniye daha fazla arzuluyor, arzunun fazlalığından ölecek gibi oluyordu.

Kyungsoo'nun hafifçe ıslak, kırmızı ve üstteki biraz daha irice olan dudaklarını öpmediği tek bir an yoktu hayallerinde. Süt beyazı tenini boynundan başlayıp en müstehcen yerlere kadar durmaksızın okşayıp seviyordu. Evet, gece rüyasında gündüz ise düşlerinde. Onu kendi yatağında, çıplak bacaklarını iki yana ayırmış ve utancın en pembe tonuna boyanmış halde gözler önünde hayal ediyordu. Bazen o kadar gerçekçi hale bürünüyordu ki Jongin sonunda aklını hepten oynattığından emin oluyordu.

Yalı ÇapkınıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin