Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
~ Man withbeautifullip ~
⚜️⚜️⚜️
Jongin köşke döndüğünde Kyungsoo'yu Junmyeon ile biraz daha samimi halde bularak hayal kırıklığına uğradı. Hislerini paylaşmak konusunda epey cimri olduğundan kendisine bile yalan söylüyorsa da onları yan yana görmekten nefret ediyor, hemen daima tatlı gülücükler saçtıkları sohbetlerini kıskanıyordu. Ne istediğini anlaması için bir hafta boyunca günlerini fıçı gibi geçirmesi, yetmezmiş gibi fahişelerden bile nasihat dinlemesi gerekmişti. Tam ne istediğini bulmuşken geç kalmış olmaktan korkuyordu. Hiçbir zaman abileri ile rakip olmamıştı. Kim erkekleri çapkın olsalar da ideal tipleri oldukça farklıydı ve bu yüzden şimdiye kadar hiç sorun yaşamamıştı Jongin. Ama şimdi... Junmyeon'a kaybetmekten delice korkuyordu.
Kyungsoo'yu elinde bir tomar kağıt ile çalışma odasına girerken görünce hemen arkasından koştu engel olamadığı bir heyecanla. İçerideki karşılaşmalarını bir tesadüfe çevirmek istediğinden, tabii bir de gümbürdeyen kalbini sakinleştirmek için, kapıda uzun bir süre beklemesi gerekmişti. Gömleğinin yakalarını elleriyle düzeltip derin bir nefes aldı ve çalışma odasının kapısı açıp gayet sakince içeri daldı. Masada bir şeyler yazmakta olan genç adam açılan kapı ile birlikte dikkatini girişe yönelttiğinde göz göze gelmeleri kaçınılmaz olmuştu.
Jongin o kısacık anın kendinde yarattığı etki karşısında içten içe dehşete düştü ancak dışarıdan sakinliğini korumayı becerebildi. Çalışmış, yapay bir şaşkınlık vardı yüzünde yalnızca. "Burada ne yapıyorsunuz Lord Kyungsoo?" dedi saygılı bir biçimde. Onunla ilk kez bu üslupta konuşuyordu. Kyungsoo da durumu fark etmiş olacak, ağzı beş karış açılmış halde lordun yüzüne bakakaldı.
"E.. Ben... Şey..." şaşkınlığını üzerinden atmak için epey uğraşan Kyungsoo, "Çalışıyorum Lordum." diye hızlıca ifade etti kendini. Lordun gerek tavır gerek üslup bakımından saygısız oluşunu öylesine kanıksamıştı ki bu ufak değişikliğin böyle bir etki yaratması kaçınılmaz olmuştu.
Jongin'in anlamaya çalışır bir ifade ile hala kendisine bakmakta olduğunu görünce ekledi. "Lord Jongdae bazı yabancı belgeleri çevirip düzenlemesi konusunda ona yardımcı olup olmayacağımı sordu ve ben de seve seve kabul edeceğimi belirttim. Aylak bir adam olduğum düşünülebilir ancak bence bu yanlış. Madencilik marangozluk gibi bedensel işler bana uygun değil sadece. Askerlik doğamda yok. Diplomatlık içinse fazla içe dönük biriyim. Fakat yazmak söz konusu olduğunda benden daha çalışkan bir adam bulamazsınız."
