HOLO ~ LeeHi
⚜️⚜️⚜️
Pembe köşk sakinleri bir sonraki baloyu duyurduklarında öncekinin etkisi henüz zihinlerde tazeydi. Kim kardeşleri gören sosyete güzelleri bu gece için adeta gün saymış, kızını evlendirmek isteyen anneler terzi terzi dolaşmıştı. Yas tutan kara dullar ve evlilik yaşını geçmiş bekar kızlar ise dul babayı etkileme peşindeydi. Herkes tamam ama Kyungsoo bir kız kardeşi olmamasına rağmen niçin kendi annesinin bunca telaş yaptığını anlayamıyordu."Bizi beğenmeseler de olur anne. Evlilik çağında bir kızın yok. Bu kadar telaş yapmana ne lüzum var?"
"Erkek aklı işte. Sen nereden bileceksin? Herkes en gösterişli kıyafet ve mücevherleri ile katılacak baloya. Bizim de özen göstermemiz şart. Aksi halde ailemizin aciz ve fakir görünmesini istemeyiz öyle değil mi tatlım?"
"Ah, kusuruma bakmayın anne. Ben bir yarış içerisinde olduğumuzu unutmuşum." alaycı bir gülüşle dudakları yukarı kıvrıldı. Annesi onun bu ukala tavrına diyecek bir söz bulamıyordu. Belki okuduğu o tuhaf kitaplardı suçlu. Kyungsoo'nun aklını garip fikirlerle dolduruyorlardı.
"Böyle konuşmaya devam edersen kitapların bu kış çıra olarak kullanılacak tatlım."
"Sustum bile. Şimdi en kusursuz takımımı giymeye gidiyorum."
Köşke ulaştıklarında Kyungsoo, gördüğü manzara karşısında ağzının açık kaldığını inkar edemeyecek kadar kendinden geçmişti. Salon, ikramlar, konuklar... Her şey o kadar pahalı ve ihtişamlıydı ki... Zavallı gözleri yıldız akınına uğramış gibi kısılıp kalmıştı yoğun ışıktan. Kalabalığı yararak yanına gelen Sohyun "Nasıl ama?" diye coşkuyla sordu. Genç adam ağzını kapatmayı unuttuğunun farkında bile değildi. Şaşkın bir ses çıkarıp başını havaya kaldırdı.
"Ağzını kapat istersen. Komik görünüyorsun."
"Ah..."
Sohyun kendi evindeymişçesine rahat tavırlarla Kyungsoo'ya etrafı gösterdi. Yürürken denk geldikleri birkaç kişi ile ayaküstü lafladılar. Sohyun adım başı dans teklifi aldığından birlikte gezinmek hayli güçleşmişti. "Git haydi." diyerek onu cesaretlendiren genç adam, gezinmeye kendi başına devam etti.
Şu çok meşhur yakışıklı lordları merak ediyordu doğrusu. Gözleri ilgi ve merak ile etrafta geziniyor, insanların konuşmalarına zaman zaman kulak kabartıyordu.
Sonra onu gördü.
Kim Junmyeon.
En büyük oğul.
Hakikaten Sohyun'un anlattığı kadar vardı. Yüzü, vücudu, duruşu ve bakışları... Her yerinden asalet akıyordu. Aynı zamanda ulaşılmaz görünüyordu. Bu sebepten olsa gerek, genç hanımlar gözlerini ondan alamasalar bile yanına yaklaşamıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalı Çapkını
Fanfiction"Yanlış olduğunu biliyorum. Öyleyse neden? Neden vazgeçemiyorum senden?" Kapak için @thekadishipper a sonsuz teşekkürler<3