Beautiful Soul ~ Jesse McCartney
⚜️⚜️⚜️
Bahar çiçek çiçek açmıştı taşrada. Kış soğuk nefesini de beyaz kürkünü de alıp gözlerden kaybolup gitmişti bir gece ansızın. Etraf rengarenk ve pırıl pırıldı şimdi. Sık sık yağmur yağsa da hava genellikle güneşli ve güzeldi. Genç kızlar hasır sepetleri çörek ve taze meyveler ile doldurdukları gibi kırlara koşuyor, su kenarlarında piknik sefaları yapıyordu. Tabiat adeta yeniden dirilmiş, toprağa can gelmişti.
Baharın gelişi ile birlikte Lord Kim bütün Lordların ve Leydilerin davet edildiği büyük ve görkemli bir piknik tertip ettiğini duyurdu. İlaveten kimsenin hazırlık yapmasına gerek olmadığını, atıştırmalıkların yalının aşçıları tarafından hazırlanacağını söylemişti. Kim malikanesinin her koşulda bir balo yahut eğlence planlamasına çoktan alışan sosyetenin soyluları elbette büyük bir coşku ile kabul etti bu teklifi.
Ve beklenen gün su gibi çabucak akıp geldi.
Balıklarla dolu tatlı su akarsuyunun yanında yerlere hasır örtüler serilmiş, taze meyve ve sıcak çörekler servise hazır edilmişti. Çocuklar neşe içinde çığlık çığlığa kırlarda koşarken kadınlar bir yandan çaylarını yudumluyor bir yandan da pikniğin güzelliği hakkında bitmek bilmeyen iltifatlar sıralıyordu.
Lordun oğulları henüz hiçbir genç kıza özel ilgi göstermemişti, haliyle madamlar bu pikniğin muhtemel bir izdivaç için pek çok fırsat yaratacağı umudunu taşıyordu. Balolar beklendiği gibi sonuçlanmamış, genç Kim lordları evlenmek istedikleri talihli genç hanımları henüz ilan etmemişti. Fakat bu sefer bekar leydiler her fırsatı değerlendirecek, gerekirse fırsat yaratacaklardı.
Çimenlerin üzerinde bir süredir uzanan Kyungsoo parmaklarını gözlerine siper ederek yerinde doğruldu ve Sohyun'a "Ben biraz yürüyeceğim." diye duyurdu. Genç kız başını sallayıp onu onayladıktan sonra dedikodu dinlemeye geri döndü. Madamlar karısını aldatan zengin bir toprak sahibinin başkentte tuttuğu genç fahişesine ev aldığını konuşuyordu.
Kyungsoo bir süre ağır ağır yürüdü, yürüdükçe açıldığını ve rahatladığını hissediyordu. "Güneş çarpmış olmalı." diye mırıldandı. Yorulmak istemediği için yavaş yürüyor, bir yandan da yol boyu ona eşlik eden papatyaları seyrediyordu. Tepeyi aşmak üzereyken tanıdık bir ses duydu hemen arkasında.
"Kyungsoo! Bekle."
Sesin sahibini tanır tanımaz adımları hızlandı. Karşılaşmamak için aylardır uğraş verdiği adama yakalanmak gibi bir niyeti yoktu. Ardına bakmadan yürümeye devam ederken olur da yakalanırsa onu duymadığı yalanını söylemeyi tasarlıyordu. İnandırıcı değildi ama bu yalana sıkı sıkı tutunmaktan başka bir seçenek göremiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalı Çapkını
Fanfiction"Yanlış olduğunu biliyorum. Öyleyse neden? Neden vazgeçemiyorum senden?" Kapak için @thekadishipper a sonsuz teşekkürler<3