bu aşk fazla sana - şebnem ferah
⚜️⚜️⚜️
⚜️⚜️⚜️
Denizin ortasında yelkenleri indirten kaptan, Dükün söz verdiği üzere tek başına gelmesini beklerken adamlarına Lord Junmyeon'u getirmelerini emretti.
O sırada vigladaki çocuk dürbününü sallayıp "Ufukta bir gemi!" diye bağırmaya başladı. "Ufukta bir gemi göründü. Dükün arması var. Ufukta bir gemi!"
Gemide aniden başlayan gerginlik herkesi sarmıştı. Elleri önünde bağlı şekilde yürümeye zorlanan Junmyeon ise etrafındaki hareketlilik üzerine babasının geldiğini anlayabiliyordu. Ancak durumun şimdilik kimin lehine olduğu hakkında hiçbir fikri yoktu. Babası muhakkak bir oyun çeviriyor olmalıydı. Belki de kendisi gelmemişti. En büyük oğlundan öyle kolayca vazgeçebilir miydi? Junmyeon bu soruların cevabını -cevap her ne olursa olsun- bilmek istemiyordu.
Dükün gemisi nihayet onlara yanaştığı vakit Yixing düşmanına doğru birkaç adım attı. Şaşırtıcı biçimde Dük kaçmamıştı, güvertede bütün ihtişamı ile ayakta dikiliyordu.
"O alçağa bir kayıkla gelmesini söylemiştim. Korkak herif." tükürürce söylediği sıfattan sonra nefretle kıstı gözlerini. Dükün çok küçük bir ihtimalle de olsa kendi oğlunun hayatına kıymet vereceğini ummuştu. Görünen o ki bu şeref yoksunu adam babalık vasfı da taşımıyordu.
"Babama güvenmemelisin Yixing. Kendini sağlama almıştır o. Beni teslim aldıktan sonra peşine düşüp yine öldürür seni. Bütün bunlar faydasız. En azından beni kullanarak kaçabilirsin. Hâlâ bir umut var. Sonra istediğini yap. İstersen intikamını benden al."
Junmyeon sözlerinde samimiydi ancak ihanet ve acı içinde geçirdiği yıllar Yixing'i zalimleştirmiş, güvensiz bir adam haline getirmişti. Her ne kadar eski sevgilisinin suçsuz olduğuna inanmak istiyorsa da bir yanı buna engel oluyordu. Ona olan aşkı dinmemişti ve aşkının büyüklüğü öfkesini körüklemekten başka bir işe yaramıyordu.
"Kapa çeneni. Babanı kurtarmaya çalışman nafile. O haydut bugün burada ölecek. Yaşamayı hak etmiyor."
Niyetinin babasını kurtarmak olmadığını, aksine onu kurtarmaya çalıştığını anlatmak istese de bunu yapmadı. Yixing onu anlamak için haddinden fazla öfkeliydi. İntikam hırsı gözünü bürümüş, kulaklarını gerçeğe kapatmıştı. Çaresiz hissetti Junmyeon.
Gemiler birbirine iyice yaklaştıktan sonra dük güverteye atladı. Kendinden emin görünüyordu. "İşte geldim. Karşındayım. Şimdi söz verdiğin gibi oğlumu bana geri ver."
Yixing bu söz üzerine büyük, histerik bir kahkaha patlattı. "Söz vermek ve sözünü tutmak öyle mi? Sen sözünü tutmazsın ihtiyar. Buraya gelmeden önce binbir türlü hain plan yaptığına eminim. Ama bunun bile bir önemi yok. Bugün burada geberip gideceksin. Ve bütün o hain planların da seninle birlikte denizin dibine gömülecek."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalı Çapkını
Fanfiction"Yanlış olduğunu biliyorum. Öyleyse neden? Neden vazgeçemiyorum senden?" Kapak için @thekadishipper a sonsuz teşekkürler<3