Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Kyungsoo neyin var? Kaç hafta oldu evden çıkmıyorsun. Hiçbir baloya da katılmadın. Geçen sefer bir şey oldu değil mi? Canını sıkan bir şey oldu. Bu yüzden gitmek istemiyorsun."
Kyungsoo okumakta olduğu kitabından başını kaldırmadan inkar etti bu iddiayı. "Hayır Sohyun. Hiçbir şey olmadı." fakat genç kız ona hiç de inanmamıştı. Zira Kyungsoo'yu tanıyordu. Onunla yıllardır arkadaştı. En yakın arkadaşıydı. Kyungsoo çok konuşan biri olmasa da Sohyun onun yüz ifadelerinden ve tavrından anlardı bazı düşüncelerini.
"Sen ne dersen de. Ben biliyorum. Bir ara ortadan kayboldun. Her yere baktım ama seni bulamadım bir türlü. Sonra bir öğrendim ki eve dönmüşsün. Beni orada bir başıma bırakıp kendin..." genç kızın dikkati bir anda aklına gelen bir başka konu ile dağıldı. "Bu arada bak sana ne diyeceğim. Ben seni ararken lord Sehun da büyük abisini arıyordu. Ama böyle normal aramak değil. Çok telaşlı ve sinirliydi. Sonra ortaya çıktılar tabii. Merak ettiğimden yakınlarında durmaya çalıştım lakin hiçbir şey duyamadım. Sanırım kavga ettiler."
Junmyeon ismini duyan Kyungsoo'nun tüyleri diken diken oldu aniden. Kuyruk sokumundan başlayan bir ürperti birden bütün sırtına yayılmıştı. Ne diyeceğini bilemeden, ne yapması gerektiğini düşünemeden öylece kaldı bir süre. Gözleri kitabının satırlarındaydı ancak tek bir harfi bile seçemiyordu. Tuhaf bir tepki verip arkadaşını iyice işkillendirmek istemiyordu. Yine de o gün neler duyduğunu yahut kendisi hakkında lordun herhangi bir şey söyleyip söylemediğini sormak için yanıp tutuşuyordu. Eğer o gün olanlar duyulursa Kyungsoo'nun üstesinden gelemeyeceği kadar büyük bir skandal patlardı. Üstelik bu skandal pek yüksek ihtimalle yalnızca Kyungsoo'yu mahvedecekti.
İlgisiz görünmek için çaba sarf ederek "Ee? Neymiş dertleri?" diyebildi sadece. Neyse ki Sohyun konuyla fazla alakadar olduğundan genç adamın tavrından ve sorusundan şüphe duymadı.
"Biliyor musun Kyungsoo? Meraktan deliriyorum kaç gündür. O gün sadece lord Sehun'un 'Buraya bu yüzden geldik. Lütfen bizi daha fazla utandırma!' dediğini duydum. Ne için geldiler, ne konuda utandırmaması gerekiyor bilmek istiyorum. Asıl gizemli olan ise Kim ailesinin geçmişi hakkında kimsenin detaylı malumatı olmaması. Nasıl olmaz? Böylesine zengin ve nüfuzlu bir aile nasıl tanınmaz!"
Kyungsoo sıkıntıyla kıpırdandı oturduğu yerde. Başı çatlıyordu adeta. Günlerdir tek düşünebildiği malum olaydı ve Sohyun'un sürekli olarak lordlardan bahsetmesi durumunu yalnızca kötüleştiriyordu. "Rica ederim bana biraz izin verir misin? Bu kitabı bir an evvel bitirmem gerek. Bence sen de lordlar ile fazla uğraşma. Bilmek bedel taşır, her bilginin bir bedeli vardır. Başına bir şey gelmesinden endişe ediyorum."
