14. Bölüm

855 132 193
                                    










Surrender ~ Natalie Taylor


⚜️⚜️⚜️

⚜️⚜️⚜️

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.







Sohyun Kyungsoo'nun koluna girerek bahçeye dek ona eşlik etti. Genç kız, arkadaşının bakışlarından bir şeylerin yolunda gitmediğini anlıyordu ama onu daha önce hiç böyle - dağılmış ve kırılgan - görmediği için ne yapması gerektiğini kestiremiyordu. Dışarı çıkmayı teklif ederken açık havanın ve belki biraz konuşmanın iyi geleceğini ummuştu çaresizce. Şayet işe yaramaz ise B planı olarak biraz şaklabanlık ederek onu güldürmeyi düşünüyordu. En kötü ihtimalle en yeni dedikodulara boğarak ona derdini kısa bir süreliğine unutturabilirdi.

Bir süre oturduktan sonra "Biraz daha iyi misin şimdi?" diye sordu.

Kyungsoo başını sallamakla yetindi. Kırılgan ve ulaşılmaz bir hali vardı. Sohyun ilk kez ona bu denli uzak ve yabancı hissetti. En yakın arkadaşını aslında hiç tanımıyordu sanki. Sahi, diğerlerinden ne farkı vardı ki? Kyungsoo hakkında kendinden emin olarak söyleyebileceği, işte o böyle bir insandır, diyebileceği ne vardı? Sessizken sakin ve gizemli ama ağzını açtığında sözünü sakınmayan cesur bir deli. Bunlar herkesin sözleriydi.

Ay ışığının altında parlayan güzel yüzü ilgi ve şefkatle, anlamaya gayret ederek inceledi. Genç adamın teni daima beyaz ve solgun görünürdü lakin dikkatli bakınca bunun normalden farklı bir solukluk olduğu anlaşılıyordu. Suratından kan çekilmişti.

"Neler oluyor Kyungsoo? Neyin var böyle? Bembeyaz görünüyorsun. Senin için endişe ediyorum." arkadaşının ellerini avuçları arasına alıp sıktı.

Kyungsoo ilgi karşısında ansızın yaşaran gözlerini kaçırmak istemişti önce ancak saklamanın bir anlamı olmadığını düşünerek doğrudan doğruya genç kızın gözlerine baktı.

"Bir şey yanlış Sohyun. Bende yolunda gitmeyen bir şeyler var. Nasıl anlatılır ki bu? Daha önce hissetmediğim şeyler hissediyorum, kendimi daha önce istemediğim şeyleri isterken buluyorum. Çok korkuyorum Sohyun. Bu akıntıya kapılmaktan çok korkuyorum."

"Sözlerinden hiçbir şey anlayamıyorum Kyungsoo. Biraz daha açık konuşsan, hm?"

İtiraf etmek, içinde biriktirdiklerini birilerine anlatmak şüphesiz iyi olurdu. Fakat Kyungsoo henüz kendisi ile yüzleşmekte bile bu denli zorlanıyorken, bir başkasının yanında hislerini dile getirebileceğini hiç sanmıyordu. Üstelik karşısındaki Sohyun idi. En yakın arkadaşı. Onu en iyi tanıyan kişi. Haliyle anlattıklarından sonra arkadaşlıklarının bitmesi ihtimalini göze alması gerekecekti.

Genç adam en çok da sevdiği bir insan tarafından yargılanmaktan korktuğunu fark etti. Diğer herkes bir yana, gerçekten değer verdiği bir dostu ona sırtını dönerse işte o zaman bunu kaldıramazdı. Umursamaz bir insan olduğunu zannederdi. Şimdi bunun pek de doğru bir çıkarım olmadığını anlıyordu.

Yalı ÇapkınıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin