Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
⚜️⚜️⚜️
Yeni yıkanmış kar beyazı çarşaflar misler gibi papatya kokuyordu. Örtülerin ortasında birbirine dolanmış halde uzanan iki çıplak adam bir süredir uyanık olmalarına rağmen konuşmuyordu. İkisi de bir diğerinin teninde özlem gideriyordu zira.
Kyungsoo başını hafifçe kaldırıp Lordu göğsünden öptü, onun kokusunu içine çekmeden hemen önce tadına bakmak istemişti. Jongin huzurla gülümsedi habersiz gelen öpücüğe. Dudakları sevdiği adamı karşılıksız bırakmayarak birbiri ardına buseler sıraladı. Elleri onun kusursuz sırtında ağır ağır gezinirken, ince belinin kıvrımının, kalçalarının hoş dolgunluğunun ve ipeksi teninin tadını çıkardı parmak uçları ile, yavaş yavaş.
"Seninle sonsuza dek böyle kalabilsem keşke. Bu büyülü an hiç bitmese..."
"Aklımdan aynı şeyi geçiriyordum Lordum inanır mısınız. Bu anın sonsuza kadar devam etmesini, yalnızca ikimizin olduğu küçük bir dünyada yaşamayı arzu ederdim mümkün olsaydı."
Jongin insanı çıldırtan yakışıklı gülümsemesi ile baktı Kyungsoo'nun gözlerinin içine. Ah, kalbini hançerleyen bu gülüş yasaklanmalıydı. Onu kendine tutsak eden bu hain gülüş mahzenlerde saklanmalıydı. "Bu mümkün sevgilim." dedi Lord, Kyungsoo'nun onu yiyip bitiren iştahlı düşüncelerinden habersiz. "Şu an tam olarak öyle bir dünyanın içindeyiz. Tıpkı burası gibi bir çiftlik alırım. Hmm, ne dersin? Bahçesini birlikte düzenleriz. Yüzlerce papatya ekeriz bahçemize ellerimizle. Kuşların, dallarına tüneyip cıvıldadığı meyve ağaçlarımız olur. Sonsuza dek orada yaşarız, bütün gözlerden uzakta ve tasasız. Belki birkaç tane de evlat ediniriz. Hem çiftliği hem de işleri devralacak varislerimiz olur. Ben bir kızımızın olmasını çok isterim. Çiftliği çekip çevirecek ve hayatımıza renk katacak tatlı bir hanımefendi ne hoş olurdu."
Kyungsoo adamın koynuna keyifle biraz daha sokuldu. Beyaz pürüzsüz bacaklarını onun güçlü bacakları arasına hapsederken "Ne hoş bir hayal." diye mırıldandı. Gözlerinin dolmasına mani olamamıştı. "Ne olur yapalım bunu Lordum. Öyle çok isterim ki sizinle yaşamayı... Hem kimsesiz çocuklara yuva oluruz. Tanrım bu gerçekten harika bir şey!"
"İsteğiniz benim için bir emirdir Lordum." Jongin erkeğini kucağına oturttuktan hemen sonra onun kulağına fısıldadı. Ardından tutku dolu sıcak bir öpücüğün içinde kayboldular. Jongin Kyungsoo'nun üst dudağına bayılıyordu. O tatlı çıkıntının garip bir cazibesi vardı ve Lordun bu cazibeye karşı çıkabilecek en ufak gücü bulunmuyordu. Kalçalarını ağır ağır birbirine sürterek öpüşmeye devam ettiler.
