Selam canımın içleri^^
Oy vermeyi yorum yapmayı ve yukarıdaki şarkıyı açmayı unutmayın.
Sizleri seviyorum. Keyifli okumalar dilerim.
Not: Mümkünse bölümü karanlık bir odaya geçip okuyalım:)
"Bu hikaye karanlıkta kalmış, yolunu aramaya çalışan ya da umudunu kaybeden herkese gelsin..."
Çok üşürdük, hep üşürdük, üşümekti bütün yaşadığımız...
Bir kalır uzun kitaplarda anısı çok üşüdüğümüzün.Turgut Uyar
---
4. Bölüm: MUM IŞIĞI
*Sen iyi değilsin... Karanlıktan korkuyorsun, çırpınıyorsun ama daha çok dibe batıyorsun.Gözlerinizi kapatın. Şöyle biraz düşünün, biraz dinlendirin ve hayal edin. En çok yapmak istediğiniz şeyi hayal edin ya da en çok yaşamak istediğiniz şeyi hayal edin. Aynı zamanda derin nefesler alıp verin. Belki bu saniyeler sürecek, belki dakikalar, belki saatler... Gözlerinizi açtığınızda kendinizi daha mutlu ve huzurlu hissederken bulacaksınız. Ardından elinize bir kağıt ve kalem alın. İçinizden gelenleri kağıda dökün. Sonra kağıdı bir zarfın içine koyun ve odanızda kimsenin bulamayacağı bir yere koyun...
Kendimi bu güzel odanın içinde Barışla dans ederken buldum. Bütün hücrelerim yanıyordu. Bana en son "Dünya yok, evler yok, insanlar yok, masalar yok, kadehlerin tokuşturulduğu o tok ses yok. Sadece... Sadece dudaklarımızdan dökülen o fısıltılar var." demişti. Sonrası ise asırlar süren bir sessizlik ya da bana öyle gelmişti. Ne yapacağımı bilemediğim için aklıma en iyi fikir olan kusmak geldi. Sarhoş değildim ama buradan kurtulmak istiyordum. Bu yüzden de kusmak için tuvalete gidecektim.
"Barış..." diye mırıldandım. Sesim çok zayıf çıkmıştı. Barış kafasını yavaşça geriye doğru çekti.
"Efendim? Sen... İyi misin?" diye fısıldayarak sordu. Elimi ağzıma götürüp, yüzümü buruşturdum. Ah! Gerçekten de iyi rol yapıyordum. Barış bana şaşkınca baktı. Böyle bir şey bekliyor değildi. Afallamıştı.
"Kusacağım galiba." diye mırıldandım ve hızla odadan çıktım. Tuvalete hızlı adımlarla gittim. Bir an gerçekten kendi yalanıma inanıp öğürmeye başladım. Bu gerçekten iğrenç bir durumdu. Yalan söylemekten hiç hoşlanmazdım ama bunu yapmak zorundaydım. Elimi yüzümü buz gibi suyla yıkamaya başladım. Soğuk suyu yüzüme vurunca göz ucuyla kapının açıldığını gördüm. Ama kimin geldiğine pek dikkat etmedim. Açıkçası çok da umrumda değildi. Aptalsın sen Bengü. Sürekli kendime bunu söyleyip duruyordum. Aynada kendi görüntüme baktığımda hiç de şaşırmadım. Yine aynı tuhaf halleriyle, sarı gür saçlarıyla bir kız duruyordu. Arkamda duran kişiye bir an gözüm değdi ve ardından aynadaki kendi görüntüme baktım ama sonra tekrar o kişiye döndüm. Merve buradaydı. Gözlerimiz birbirine değdi. Sarhoş olduğu apaçık belli oluyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECE IŞIKLARI
Teen FictionBengü Işık. Babam bana küçükken kızım senin adının anlamı ebedi, sonu olmayan demektir, demişti. İçime öyle bir dokunmuştu ki o an çocuk halimle ben sonsuza kadar yaşayacakmıyım yani, diye sormuştum. Babam gülerek oradan ayrılmıştı... Aradan yıllar...