Selam :)
Yukarıdaki şarkıyı açmayı, yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın.
Sizi bölüm ile baş başa bırakıyorum. İyi okumalar dilerim:')"Bu hikaye karanlıkta kalmış, yolunu aramaya çalışan ya da umudunu kaybeden herkese gelsin..."
---
Senin bu ellerinde ne var bilmiyorum göğe bakalım.
Tuttukça güçleniyorum kalabalık oluyorum...
Bir ellerin bir ellerim yeter belliyelim yetsin.
Seni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlat.
Durma kendini hatırlat.Turgut Uyar
-
--
1. Bölüm: KIRMIZI HIRKALI ÇOCUK
*Yaşam gibi ölmek gibi bir kere gelir aşk herkese. Bir kere gelir..."Ama ben burayı seviyorum anne!" Sarı uzun saçlarımı elimle arkaya doğru savurdum.
Annem beni umruna bile takmadan,
"Hadi kuzum, bak abin ve ablan da istiyor." dedi. İtiraz etsem kabul etmeyecekti. Belki de başka bir şehir, başka bir yer bana iyi gelirdi."Peki, tamam anne! Okulun adı neymiş?" İki haftadan beri bu okul için tartışıyorduk.
Annem tam benim gözlerimin içine bakarak, "Eskişehir Kırbahçe Fehmi Efendi lisesi." dedi.
Gözlerimi tamamen açarak, "Eskişehir Kırbahçe ne? Böyle uzun isim mi olurmuş ya!" diye sordum. Annem bir yandan eşyalarımı valize koymama yardım ediyor, bir yandan da benimle çene yarıştırıyordu. "Tek başıma mı gideceğim peki?"
Annem işini bitirdiğinde, "Hayır Bengü, abinle gideceksin. Yurda yerleştiğinde abin buraya geri gelecek." dedi.
Sadece bazı anılarımdan kurtulmaya çalışıyordum ama bu evde güzel anılarımda vardı. Valizimi aldığımda son kez odama baktım. Kendi odamdan çıkıp oturma odasına geldim. Küçükken bir koltuktan diğer koltuğa koştuğum anılar, babamın beni kucağına alıp hoplatması, annemin o mis kokulu yemekleri, abimin tekli koltukta birileri ile telefonda mesajlaşması, ablamın sırf ben üzülmeyeyim diye benimle evcilik oynaması teker teker bir film şeridi misali gözlerimin önünden akıp gitti.
Otogara geldiğimizde anneme sarılarak, "Ama ağlama anne, okul bitince geri döneceğim, hem sen istemiyor musun benim gitmemi?" diye sordum. Annem başını yavaşça salladı. Ayrılıklar gerçekten zor oluyordu.
Annemden ayrıldığımda, ablam bana dolmuş gözlerle bakarak, "Gel buraya sarı civcivim." dedi. Bu belki de onu son görüşüm olduğu gibi bunları da son görüşüm olacaktı. İnsan bilemiyordu. Bir bilinmezlik denizi vardı ve o denizin içinde kıyıya varmak isteyerek yüzüyordu. Peki ya o kıyıyı nasıl bulacaktı? Bulabilecek miydi? Yoksa o denizin içinde boğulup en dibe mi batacaktı?
Sonu ölüm mü olacaktı?
Sarılma faslı bittiğinde artık otobüsüme biniyordum. Ben cam kenarına abim ise yanıma oturdu. Kulağıma kulaklığımı taktım. Otobüs kalktığında duyduğum son ses Kütahya - Eskişehir otobüsümüz kalkıyor oldu. Sonra ise sevdiğim şarkı sözleri...
"Sayın yolcularımız Eskişehir'e girmiş bulunmaktayız..." Sağıma baktığımda Eskişehir'in binaları, evleri, otelleri, hastaneleri, okulları... Daha bir çok şeyi görebiliyordum. Soluma baktığımda ise abimle göz göze geldim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECE IŞIKLARI
Teen FictionBengü Işık. Babam bana küçükken kızım senin adının anlamı ebedi, sonu olmayan demektir, demişti. İçime öyle bir dokunmuştu ki o an çocuk halimle ben sonsuza kadar yaşayacakmıyım yani, diye sormuştum. Babam gülerek oradan ayrılmıştı... Aradan yıllar...