Selam^^
☃️
Yukarıdaki yağmur sesini dinleyerek okumanızı tavsiye ederim.
Lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınız:)
Bol bol keyifli okumalar!!!

7.Bölüm: AĞAÇ EV
*Titriyordum. Yine titriyordum. Ama bu soğuktan değildi. Korkumdan değildi. Üşüdüğümden değildi. Sadece yakınlıktandı. Barış Erçetinin yakınlığından...
Titremek.
Bir insan niye titrerdi ki.
Korktuğunda, heyecanlandığında, canı acıdığında, soğukta...
Bir insan niye, neden titrerdi?
Şuan tam şu saniyelerde titriyordum. Heyecan yoktu. Canım acımamıştı. Soğuk değildi...
Ama korku.
Şuan korkudan tir tir titriyordum. Bazı sesler kulaklarımı dolduruyordu. Ama tek duyduğum şey bir uğultuydu. Uğultu böyle bir ses olmalıydı. İnsanların sesleri bana boğuk boğuk geliyordu. Gözlerim tek bir yere sabitlenmişti. Hiç bir yerimi hissedemiyordum. Ayaklarım, bacaklarım, kollarım, ellerim hiç bir uvzumu hissetmiyordum. Sonra sesler durdu. Gözlerimi bir kez kırptım. Baktığım yere biraz daha dikkatli baktım.
Siyah ve beyaz renkten oluşan yastıktı bu. Karanlığın içinde yastığın beyaz olan kısmını net bir şekilde görebiliyordum.
Sonra kalbimin sesini duydum. Bir hızlanma yoktu. Bir yavaşlama da yoktu. Normal bir şekilde atıyordu.
Gözlerim bir çift mavi göze doğru çevrildi. Mavi gözler bana endişeyle bakıyordu. Dudaklarını kıpırdatarak tek bir kelime söyledi.
"Korkma!" dedi.
Ardından bir kelime daha söyledi.
"Lütfen!" dedi.
Zorlu olsada bende dudaklarımı kıpırdattım.
"Beni buradan çıkar!" diye fısıldadım. Dudaklarımdan kelimeler çıkar çıkmaz bir kucağa alındım. Sonra gözlerimi kapattım. Derin bir nefes almaya çalıştım. Ardından yumuşak bir yere oturtuldum.
Gözlerimi açtığımda kaldırımın üzerinde, karların içinde oturduğumu fark ettim. Karşımda ise Barış vardı. Dakikalar sonra ona buruk bir şekilde gülümsedim.
"Şimdi daha iyi misin?" diye mırıldandı. Sadece başımı salladım. Konuşmaya mecalim yoktu. Kar lapa lapa yağıyordu. Her yer bembeyaz olmuştu. Ben başımı salladığımda Barış hiç bir şey demeden yanıma oturdu.
O soğukta, bembeyaz karlar içinde bir kaldırımın üzerinde dakikalarca oturduk. Hiç bir şeyi önemsemedik. Üşümek miydi? Donmak mıydı? Önemsemedik. Umursamadık. Çünkü bana bu iyi geldi. Çünkü bize bu iyi geldi.
Dakikalar sonra yanımıza bir kadın uğradı. Bu mağazanın sahibi Hande ablaydı.
"Gençler! Mahallede hep böyle elektrik kesintileri oluyor. Yapacak bir şey yok artık. Ben koliyi getirdim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECE IŞIKLARI
Teen FictionBengü Işık. Babam bana küçükken kızım senin adının anlamı ebedi, sonu olmayan demektir, demişti. İçime öyle bir dokunmuştu ki o an çocuk halimle ben sonsuza kadar yaşayacakmıyım yani, diye sormuştum. Babam gülerek oradan ayrılmıştı... Aradan yıllar...