17.07.23
🌷
Selam canlar!
Oy vermeyi, yorum yapmayı lütfen unutmayın!
Sonraki açıklamayı okumayıda.
Keyifli okumalar dilerim...
---
Bana bir şey söyle, ilkbahar gibi... Çiçek aç mesela, veya yağ rahmet olarak içime,
veya gökkuşağı ol, sar ruhumu....
Bir şey söyle,
Sözü aşsın, öze değsin... Bir şey söyle, yanındayım mesela?
Turgut Uyar.
18. Bölüm: KALPTEKİ SIZI
*Kalbimin damarlarından akan bir sızı: ACI.İki hafta sonra.
Su sesi.
Şırıl şırıl.
Belki bir dereden, belki bir nehirden, belki bir şelaleden, belki bir musluktan, belki bir duş başlığından, belki de bir damardan.
Hayır.
Yanlış.
Damardan su akmaz. Damardan kan akar. Şırıl şırıl akmaz. Oluk oluk akar. Huzur vererek akmaz. Acı vererek akar. Su insana huzur verir. Kan insana acı verir. Bu hep böyledir. Değişmez. Eğer değiştiğini görürseniz artık bu bir hastalığa dönüşmüştür. Hastalık kötü bir şeydir. İnsanı günden güne bitirir, mahveder, çürütür. En sonunda ise o hazin son olur.
Ölüm.
Okuldan yurda doğru gidiyordum. Lakin gözüm ağaçlık alana takılmıştı. Uzun zamandır o bankların, o ağaçların arasında oturmuyordum. Barış'ın bana o kolyeyi vermesinin üzerinden tam olarak iki hafta geçmişti. Bu iki hafta o kadar karla, rüzgarla geçmişti ki şuan tepemde olan güneşe özlemle bakıyordum. Tenime ulaşan sıcaklık, bana verdiği o his...
Derin bir nefes aldım ve ağaçların arasında bulunan bankların birine oturdum. Karlar erimeye başlamıştı ama muhtemelen bir kaç güne kadar tekrar yağardı. Aklıma gelen bir fikirle çantamdan boş bir kağıt ve kalem çıkardım. Gözlerimi kapattım ve çizmeye başladım. Arada hafif bir rüzgar kendini gösteriyordu. Sanki derin bir uykuya yatırıyor ve hiç beklemediğin bir anda seni o derin uykudan uyandırıyordu. Bu öylesine değişik bir histi ki sadece bu anı yaşamak gerekiyordu. Çünkü bazı şeyleri yaşayarak hissederdik. Aslında bazı şeyleri değil, neredeyse hepsini yaşayarak hissediyoruz. Acıyı, mutluluğu, hüznü, aşkı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECE IŞIKLARI
Genç KurguBengü Işık. Babam bana küçükken kızım senin adının anlamı ebedi, sonu olmayan demektir, demişti. İçime öyle bir dokunmuştu ki o an çocuk halimle ben sonsuza kadar yaşayacakmıyım yani, diye sormuştum. Babam gülerek oradan ayrılmıştı... Aradan yıllar...