Bengü Işık.
Babam bana küçükken kızım senin adının anlamı ebedi, sonu olmayan demektir, demişti. İçime öyle bir dokunmuştu ki o an çocuk halimle ben sonsuza kadar yaşayacakmıyım yani, diye sormuştum. Babam gülerek oradan ayrılmıştı...
Aradan yıllar...
Sertab Erener-Olsun, Cem Adrian-Elbet Bir Gün Buluşacağız, Zeynep Bastık- Denedim
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınız.
Bölüm sonunda görüşmek üzere.
Keyifli okumalar!
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
12.Bölüm:SESSİZ ÇIĞLIKLAR *Bazen kalbimin tam ortasında bir sızı, bir ağrı, bir acı oturuyor. Sanki kalbim çığlıklar atıyor ama onları ben bile duyamıyorum. İşte ben buna sessiz çığlıklar diyorum...
Ellerin aklımda, sevdan kalbimde kalır.
İnsan sevgisiz yaşayamaz derler. Sevgi. Sevgi nedir? Bunu gerçekten soruyorum.
Sevgi nedir?
Biz sevmeyi biliyor muyuz? Hislerimiz var. Korkularımız, heyecanlarımız, üzüntülerimiz, hayallerimiz, mutluluklarımız, hüzünlerimiz, acılarımız, kalbimiz var. E insan doğasının gereği(!)
Bir gün bi' insanla durakta karşılaştım. Yaşı yirminin altındaydı! Yaşı kırkın üstündeydi! "Bir gün gerçekten mutlu olacağına inanıyor musun?" diye sordu. "Evet inanıyorum." dedim. Bunu düşünerek mi cevap vermiştim? Bilmiyordum.
"Tamam o zaman sende herkes gibisin." dedi. Ne demek istediğini anlayamamıştım. "Bu ne demek?" diye sorduğumda başka bir konuya geçti. İki saat boyunca öylece konuştuk. Mesela herkesin bildiği o boş bardak dolu bardak hikayesi vardır. O insana bunu sorduğumda, aslında vereceği cevaba çok da şaşırmamıştım.
"Ben bardağa ne dolu tarafından ne de boş tarafından bakıyorum. Yani bakmıyorum."
Peki hangi taraf kazanırdı?
O an anlamasamda, aradan biraz zaman geçince o kişinin sevgiyi tatmadığını anladım. Lakin şundan eminim. Bir gün o kişinin yüzü gülecek ve işte o zaman gerçek sevgiyi tadacak.
Ellerin aklımda, sevdan kalbimde kalır.
Yatağıma uzandım ama uyuyamıyorum. Aklım hâlâ o iki kelimelik mesajda. Kalbimin nasıl attığını söylesem bunu ancak bu duyguyu yaşayanlar anlar. Kaç dakika üzerinden geçmişti, bilmiyorum ama artık yataktan kalkmak istiyordum. Çiçeklerde kaloriferin yanında duruyordu. Heyecandan onları bile unutmuştum.
Uzun bir bardak alıp içerisine biraz su koydum. Çiçekleri yerden alıp su dolu bardağın içine özenle yerleştirdim. Vazo alsam iyi olacaktı. Saate baktığımda baya bi' vaktin geçmiş olduğunu fark ettim. Saat, 06:47'ydi. Bugün okula hiç gidesim yoktu ama devamsızlıklar peşimi bırakmıyordu.
Banyoya ilerleyip elimi yüzümü yıkadım. Aynaya bakınca gözüme görünen ilk şey sarı saçlarım oldu. Hafif dalgalıydı. Aniden gelen bir fikirle saçlarımı düzleştirmeye karar verdim. Banyo dolabından sessizce saç düzleştiricimi çıkardım. Onun ısınmasını beklerken aynı zamanda aynadaki karşılığıma bakıyordum. Çok fazla makyaj yapmayı sevmem. Hatta hiç yapmam bile ama bugün yapasım gelmişti. Düzleştiricim ısınırken bende gözüme odaklı bir makyaj yaptım. Sadece nemlendirici, far ve rimel sürmüştüm. Düzleştiricim ısındıktan sonra saçıma uygulamaya başladım. Yaklaşık yirmi dakika boyunca bu gür saçlarla uğraşmak zorunda kalmıştım.
