16. Bölüm: SARI BUĞDAY TARLASI

52 39 1
                                    

13.08.23
İyi ki.

🌾

Selam canımın en içleri :)

Tekrar buluşmak ne kadar güzel, ne kadar özel anlatamam. Sınavlar felan derken buraları o kadar özlemişim ki...

Evet, uzun bir ara oldu. Unutmuş olabilirsiniz, bu yüzden eğer isterseniz en baştan diğer bölümleri okuyabilirsiniz. Sizi bölümle baş başa bırakmadan önce
oy vermeyi ve yorum yapmayı lütfen unutmayın. Her biri öyle değerli ki...

Ve sondaki açıklamayı okumayı unutmayın. Güzel şeyler var olabilir orlarda:))

"Bu hikaye karanlıkta kalmış, yolunu aramaya çalışan ya da umudunu kaybeden herkese gelsin..."

Keyifli okumalar!

---

"Herkesin bir umudu vardır.
Bir savaşı, bir kaybedişi.
Bir acısı, bir yalnızlığı.
Bir hüznü...
Çünkü herkesin bir gideni vardır. İçinden bir türlü uğurlayamadığı."

Turgut Uyar.

---

16. Bölüm: SARI BUĞDAY TARLASI.
*Bir zamanlar sarıyken, artık yanmış olan buğday tarlası. Sarı buğday tarlası...

Fotoğraflar.

Anıların içinde saklı olduğu o fotoğraflar. Başka başka yerlerden, başka başka zamanlardan...

Bazen rengarenk bir anın içinden, bazen simsiyah, kapkaranlık bir anın içinden...

Bazen gülümseten, bazen hıçkıra hıçkıra ağlatan. Bazen ışıklar içinde olan, bazense karanlıkta tutsak kalmış o fotoğraflar.

Fotoğraflar...

İnsana ne kadar çok şey anlatıyor. Elimde eski sararmış, yıllarca yüzüne bakılmadığı için tozlanmış eski bir fotoğraf var. Eskilerden, çok eskilerden. Unutulmaya yüz tutulmuş. Kırık dökük bir pencerenin ardından, güneş görmeyen o evin içinden, sobası yanmayan, içerisi soğumaya mahkum bırakılmış, o köhne odaların ardından buruk bir şekilde kameraya bakan iki çift göz.

Belki de son anlar.

Belki de son günler ama o burukluğun ardında, kalbin en derinliklerinde yatan o duygu.

İnanç.

"O çiçekleri ezecek misin, Bengü?"

Dudaklarım aralanarak arkamdan bana sıcak, içten bir şekilde gülümseyen adama baktım. "Ezersem eğer ölecekler mi, baba?" Karşımdaki adam çok net olmayan bir şekilde başını salladı ve ellerini ceplerine soktu.

"Ezersen eğer onları yaralayacaksın. Canlarını yakmış olacaksın. Belki de onların ölümüne sebep olacaksın. Bir çiçeğin ölümü sence ne demek Bengü?"

Kaşlarım havalandı. Bazı şeyleri anlamakta güçlük çekiyordum. Çiçeklerin arasındaki toprağa oturdum. Gözlerimi babamın üzerinden çektim ve hemen önümdeki kırmızı çiçeğe odaklandım. Öyle bir kırmızılığı vardı ki bana gökkuşağını hatırlattı.

GECE IŞIKLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin